Parçalı Bulutlu 19.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Medya
AA 18.03.2014 17:02

AA'da toplu iş sözleşmesi imzalandı

İmza törenine Bülent Arınç ile AA Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı

AA'da toplu iş sözleşmesi imzalandı

Medya-İş Sendikasının örgütlü olduğu Anadolu Ajansı'nda (AA) 1. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin imza törenine, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile AA Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Öztürk katıldı.

Törende Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan ile Medya-İş Sendikası Genel Başkanı Gürsel Eser de hazır bulundu.

Törende konuşan Arslan, Hak-İş'in en genç sendikasının ilk toplu iş sözleşmesini imzaladıklarını söyledi.

Arslan, kendi açılarından gelinen noktanın gurur verici bir durum olduğunu belirterek, Medya-İş'in kuruluşundan bugünkü toplu iş sözleşmesine kadar geçen sürenin sadece 2 yıllık bir süre olduğunu dile getirdi.

Sürenin aslında çok daha kısa olması gerektiğinin altını çizen Arslan, "Ne yazık ki mesnetsiz, dayanaksız, hiçbir iddiası olmayan, bilerek, isteyerek sadece Anadolu Ajansında Hak-İş'in olmasından rahatsızlık duydukları için emekçilerin iradesini yok sayan bir anlayışla, inatla, ısrarla mahkemelerde uzun bir mağduriyet yaşadık" ifadesini kullandı.

"Türk çalışma hayatında, iş mahkemelerinde örnek bir davadır" diyen Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz kısa sürede sözleşmeyi yapıp, arkadaşlarımıza bu mutluluğu yaşatmayı maalesef uzun süre ertelemek zorunda kaldık. Biz rekabet edeceksek adam gibi yapmalıyız. Evet, farklı sendikaların olması iş kolumuzda tekelci bir anlayışın ortadan kalkması için tarihi bir fırsattır Medya-İş Sendikası. Bunu da beğenmeyebilirsiniz, kabul etmeyebilirsiniz, itiraz edebilirsiniz ama bu mücadeleyi centilmence yapmak da mümkün. Bunu karşımızdaki insanlardan göremedim. Bir körlük var ki, ideolojik bir körlük, bunun tedavisi mümkün değil. Bu Türkiye için de büyük bir kayıp, çalışma hayatı için de büyük bir kayıp, sendikal alan için de büyük bir kayıp. Çok sendikalarla rekabet yaşadık ama hiçbirisinde bu kadar emeğe, çalışanlara karşı bir barikat görmedik."

"Yaptığınız işin matematik hesabıyla ücreti tanımlanamaz"

Arslan, bütün bu çabalarının en başından itibaren ortaya koydukları sendikal ilkelerden asla vazgeçirmediğini kaydederek, "Sayın Genel Müdür ile yaptığımız ilk toplantılarda hep şunu söylemiştik: 'Biz toplu sözleşmelerin çatışmanın, kavganın, grevlerin olmadığı bir pasta törenine dönüştürelim, pasta keserek sözleşmemizi imzalayalım' demiştik ve bu hedefe doğru yürüdük adım adım. Burada mağduriyet yaşadık, arkadaşlarımız toplu iş sözleşmesi imzalanamadığı için alacaklarını zamanında alamadılar. Toplu iş sözleşmesinin imzalanamamasına rağmen Sayın Genel Müdürümüz ve ekibinin katkılarıyla bir kısım avans uygulamaları başlattık. Ama bu avans uygulaması da arzu ettiğimiz, istediğimiz düzeyde olmadı ne yazık ki. Onun da daha sonra sorunlar yaşanacağı konusu da tartışıldı" diye konuştu.

"Gerçekten sizin yaptığınız işin matematik hesabıyla ücreti tanımlanamaz" diyen Arslan, "Onun için bu kurumda, sizin daha çok alacağınız olduğuna inanıyorum, daha fazla alacaklısınız. Biz bunların bir kısmını size sağlamaya çalıştık. Geldiğimiz nokta Türkiye'de imzalanan hiçbir toplu iş sözleşmesiyle kıyaslanamaz" değerlendirmesinde bulundu.

Arslan, Hak-İş'in "Endüstriyel İlişkiler Kurulu" olduğunu hatırlatarak, "Buradan Genel Müdürümüze çağrı yapıyorum, inşallah bu anlamda birlikte çalışmayı beraber çalışmayı oluşturmamız gerekiyor. Kurumun, bu vizyonuna uygun eğitim anlayışını da geliştirmemiz gerekiyor. Birlikte bu kurumla ilgili kaygılarımızı, beklentilerimizi, hedeflerimizi oturup konuşmalıyız. Bunu da beraber yapacağız. Bu eğitim formatını kısa zamanda başlatmamız gerekiyor" dedi.

"En son noktaya kadar geldiğimizi düşünüyorum"

Söz konusu sözleşmenin rakamlarının önemli olduğunu ama kuruma getirdikleri anlayışın da çok önemli olduğuna dikkati çeken Arslan, "Taşeron firmada çalışan arkadaşlarımızın yaklaşık 100 civarında bugün toplu sözleşme kapsamında ve sendika üyeliği kapsamına, ajansın kendi kadrolarına geçmiştir. Bu çok önemli bir adımdır. Aslında taşeronlaşmanın çok yaygınlaştığı bir dönemde Anadolu Ajansının bu adımı bizi cesaretlendiriyor. Sayın Genel Müdürümüze çağrı yapıyorum da bulunuyorum, lütfen bunu devam ettirelim. Bize düşen her türlü katkıyı yapmaya hazırız. Bu kurumda gerçekten taşeron çalışanlarının olmadığı bir kurum olmayı hak ediyor. Ben inanıyorum taşeron firmalardaki arkadaşlarımızı da mümkünse kısa zamanda Anadolu Ajansının bir çalışanı olması noktasında adımlar atmalıyız" diye konuştu.

Arslan, şunları kaydetti:

"Gerçekten toplu iş sözleşmesiyle ilgili rakamlara baktığımız zaman hem birinci hem ikinci geldiğmiz nokta özellikle alt gruplardaki arkadaşlarımız için yapılan iyileştirmeler getirilen taban uygulamaları belki bütün beklentilerimizi karşılamıyor, her şey tek taraflı değil, bir müzakere yapıyoruz. Uzun müzakereler sonucu elde edilmiş bir noktaya geldik. Kurumun yatırımları, bütçesini dikkate aldığımız zaman en son noktaya kadar geldiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki dönem toplu iş sözleşmesinde belki biraz daha rahat hareket edeceğiz çünkü geriye doğru bir sözleşmeden bahsediyoruz. Geriye doğru yapılan sözleşmelerin maliyeti de yüksek oluyor. Onun için akademiden gelen ve kuruma yeni gelen arkadaşlarımızın, eskiden olan arkadaşlarımızın da şartlarını onların da kıdemlerine göre düzenleyen farklı bir toplu sözleşme geleneğini, buraya yerleştirdik. Yurt dışıyla ilgili ilk defa bu kurum yeni bir adım attı. Şu ana kadar 90 civarında yurt dışında çalışan AA mensupları var, onlar bizim dünyadaki temsilcimiz. Ücretlerinin düzenlenmesinde ciddi adımlar atıldı, bir kısım sosyal yardımlar da takviye edilmek isteniyor. Bu ülkenin çocuklarını, ajansın mensuplarını sendikadan da koparmamamız gerekiyor. Bu konuda yeni dönem toplu iş sözleşmesinde bunun adımlarını atacağız."

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a da seslenen Arslan, Arınç'ın her zaman kendilerine yol gösterici, moral verici, sorun çözümü noktasında manevi desteği ve katkısını her zaman önemsediklerini vurguladı.

Arslan, Hak-İş'in bir toplantısında divan başkanı olduğunu hatırlatarak, "Kendisini TBMM Başkanı olarak, kürsüye davet ederken, 'Hak-İş dostu Sayın Büyük Millet Meclisi başkanımız' demiştim. Kendisi de 'evet, Hak-İş dostuyum ama ben bir Hak-İşçiyim' demişti. Çünkü yaklaşık 20 yıl Hak-İş Konfederasyonu'nun ve Hizmet-iş sendikamızın hukuk müşavirliğini, avukatlığını yapan, emekçilerin hak kayıplarının önüne geçmek için bizden herhangi bir talepte bulunmadan Hak-İş'in bir mensubu gibi uzun süre bize katkıları oldu. Onun için sayın başbakan yardımcımızı aynı zaman da bir Hak-İş'li olarak selam istiyorum" dedi.

Hak-İş ve Medya-İş sendikası olarak sorumlulukla farkında olduk belirten Arslan, "Artık bundan sonra toplu iş sözleşmesinden sonraki yapacaklarımızı yapacağız" ifadesini kullandı.

"Son 10 yılın en iyi toplu iş sözleşmesi"

Medya-İş Sendikası Genel Başkanı Gürsel Eser de kurulduğu günden bugüne çok önemli mesafeler kaydeden Medya-İş Sendikası'nın bugün AA'da yaptığı toplu iş sözleşmesiyle taçlandığını söyledi.

Eser, eski sendika olan TGS ile girdikleri görüş ayrılığı nedeniyle çıktıkları bu yolda ilk günden beri destek veren herkese teşekkür etti.

Yıllarca işyerinde örgütlü olan TGS'nin çalışanları sadece toplu iş sözleşmesinde, toplu iş sözleşmesi zamanında hatırladığını diğer zamanlarda başka bir misyonun aracıymış gibi hareket ettiğini savunan Eser, şöyle konuştu:

"İdeolojik tavırları sendikacılıktan çok siyasi bir partinin sözcüleriymiş gibi davranmalarına neden olmuştur. Biz AA çalışanları olarak bunlara 'dur' demek için çıktığımız bu yolda emekten yana sendikacılık gayesinde olduğumuzu da vurgulamak isterim. Yıllarca sırtımıza yük olan bu sarı sendikacılığı haksız olarak yetkimizi yargıya taşımaları nedeniyle toplu iş sözleşmemizi yaklaşık 18 ay gecikmeli yapmış bulunuyoruz. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yaptığımız toplu iş sözleşmesi, son 10 yılın en iyi toplu iş sözleşmesi oldu. Bu süreçte üyelerimize sendikanın yokluğunu hissettirmeyen Anadolu Ajansı yönetimi ise üzerine düşen tüm görevi fazlasıyla yerine getirmiş gerek avans uygulamasında gerek maaş iyileştirmesi yaparak üyelerimizin bu süreçten zarar görmemesi için elinden geleni yapmıştır."

Bugün basın sektöründe sadece Anadolu Ajansında sendikal faaliyet yürütüldüğünü ve toplu iş sözleşmesi yapıldığına dikkati çeken Gürsel, bu durumun basın emekçileri adına gerçekten utanılacak bir durum olduğunu dile getirdi.

"Sendikal örgütlenmenin önündeki belki de en büyük engel medya patronlarıdır" diyen Gürsel, şunları kaydetti:

"Tüm bu olumsuzluklara dur demek için artık sendikal örgütlenmede Medya-İş, tüm meslektaşlarımıza ardına kadar açıktır buradan tüm basın emekçilerine bir daha seslenmek istiyorum. Medya-İş olarak örgütlenme faaliyetlerimiz hız kesmeden devam etmektedir. Sendika olarak en büyük hayalimiz, genelde tüm dünyada özellikle ülkemizde sansürün ve otosansürün olmadığı, düşünce ve ifade özgürlünün önündeki tüm engellerin ortadan kalktığı, gazetecilerin sendikal haklarının ve çalışma koşullarının güvence altına alındığı meslek etiğinin öne çıktığı bir medya yapılanmasıdır." 

Sıradaki Haber
TRT'den 50. Yıla Özel Ses Yarışması
Yükleniyor lütfen bekleyiniz