Duman 18.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Kültür-Sanat
27.07.2011 14:24

Ceylan: “Saraybosna Evimiz Gibi”

“Bir Zamanlar Anadolu'da”, Avrupa'nın önemli film festivallerinden Saraybosna Film Festivali kapsamında seyirciyle buluştu. Yönetmen Nuri Bilge Ceylan, Saraybosna ile kültürel bağlara dikkati çekerek, “kendilerini evindeymiş gibi hissettiklerini” söyledi. İşte Ceylan ve filmin oyuncularının filme ve Saraybosyana ilişkin görüşleri...

Ceylan: “Saraybosna Evimiz Gibi”

Bosna'nın yaşadığı acı savaşın izlerini yok etmek ve kenti yeniden sanatla buluşturmak isteyen sanatçıların girişimiyle 1995 yılında başlatılan Saraybosna Film Festivali'nin 17.'si, 44 ülkeden 220 filmi izleyiciyle buluşturuyor.


Cannes Film Festivali'nde “Büyük Jüri Ödülü”nü alan, yönetmenliğini Nuri Bilge Ceylan'ın yaptığı, Taner Birsel ve Yılmaz Erdoğan'ın başrollerinde oynadığı “Bir Zamanlar Anadolu'da”, festival kapsamında seyirciyle buluştu. Açık havada gösterilmesi planlanan film, yağışlı hava nedeniyle İskenderiya Kültür Merkezi'nde yaklaşık 3 bin kişi tarafından izlendi.

“Kendimizi Evimizdeymişiz Gibi Hissettik”

Nuri Bilge Ceylan ve filmde rol alan oyuncular, daha sonra festivalin yapıldığı alanda, sinemaseverlerle buluştu ve filmle ilgili soruları yanıtladı. Yönetmen Ceylan, Saraybosna Film Festivali'nin kendileri için özel bir anlamı bulunduğunu belirterek, Saraybosna ile Türkiye arasında kültürel bağlar bulunduğuna dikkati çekti. Ceylan, “Saraybosna ile kültürel bağlarımız bulunuyor. Kendimizi evimizdeymişiz gibi hissettik” dedi.
“Bir Zamanlar Anadolu'da” filminin Türkiye ve Bosna-Hersek ortak yapımı olduğuna işaret eden Ceylan, “Festival başkanı Mirsad Purivatra, filmin yapımcılarından birisidir. Bu nedenle burada bulunmamızın daha özel bir anlamı bulunuyor” dedi.

“Gerçek Bir Yaşam Hikayesinden Yola Çıkıldı”

Ceylan, “Bir Zamanlar Anadolu'da” filminin gerçek bir yaşam hikayesinden yola çıkılarak çekildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

“1984 yılında Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde görev yapan ve filmin senaristlerinden olan arkadaşım Ercan Kesal, bana bir kez yemek sırasında başından geçen ve filme konu olan hikayeyi anlatmıştı. Bunun üzerinden bir süre geçtikten sonra, eşim, ben ve Ercan bu hikayeyi öncelikle kaleme aldık. Tabii ki gerçek hikayenin üzerinde birçok değişiklik de yaptık. Fakat çekimleri orijinal yerlerde yaptık.”

Küçük kentlerin mantalitesinin birbirine benzediğini ifade eden Ceylan, “Bu, bütün dünyada ve özellikle Türkiye'de böyledir. Ben de küçük bir yerde büyüdüm ve babam da küçük kentlerin bürokratlarından biriydi. Bu nedenle yaşananlar bana garip gelmedi” dedi.

“Gerçekten Profesyonellere İhtiyacım Vardı”

Filmde rol alan oyuncularla ilgili bir soru üzerine Ceylan, “Bu film için gerçekten profesyonellere ihtiyacım vardı. Bu insanlar da Türkiye'nin en iyileri arasındadır. Profesyoneller sabaha kadar çalışır ve sizin heyecanınızı paylaşır” diye konuştu.

“Ödül Geldiğinde Şaşırıyorum”

Ceylan, filmlerinin uluslararası festivallerde ödül almasıyla ilgili soruyu ise “Bir filmi bitirdiğim zaman bu film hakkında kötü hislerim oluyor. Çünkü filmden memnun olmuyorum, filmin hep zayıf noktalarını düşünüyorum, ödül geldiğinde ise şaşırıyorum” şeklinde yanıtladı.

“Bu Film Nuri Bilge Ceylan'ın Şah Eseridir”

Filmin 3 bin kişilik bir salonda gösterildiğine ve bu salonun dolu olduğuna işaret eden Saraybosna Film Festivali'nin organizatörü Mirsad Purivatra ise “Bu film Nuri Bilge Ceylan'ın şah eseridir” dedi.

Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde doktor, savcı, komiser ve jandarma komutanının da aralarında bulunduğu bürokratların, bir cinayete kurban giden kişinin cesedini bulmak amacıyla katilin verdiği bilgiler doğrultusunda gece yaptıkları yolculuğu konu edinen filmde “Komiser Naci” rolünü Yılmaz Erdoğan canlandırıyor.

Başrol oyuncularından Erdoğan, Saraybosna Film Festivali'ne ilk kez geldiğini belirterek, Bosna ile ilgili uzun zamandır hüzünlü öyküler dinlediğini ve savaş zamanında burada yaşananları çok iyi bildiğini, ancak daha önce Bosna'ya gelme fırsatı olmadığını söyledi.

“Bu film, benim şu ana kadar gördüğüm en derin, bütün ip uçlarını kolay ele vermeyen, ancak derinden bir bürokratik eleştiriyi konu ediyor” diyen Erdoğan, kendi babasının da çeşitli kasabalarda müdürlük yaptığını ve bu nedenle kasaba ruhunu, oradaki memur ruhunu çok iyi bildiğini vurguladı.

“İlk Kez Polis Rolü Oynadım”
İlk kez polis rolü oynadığını ve “Komiser Naci” gibi birisini canlandırmasından dolayı mutlu olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Senaryoyu okuduğumda da bu komiseri oynamaktan büyük keyif alacağımı söylemiştim. Çünkü benim için sinema, oyunculuk, yazma bir savunma sanatıdır. Ben yazdığım herkesi savunurum, benim işim burada Komiser Naci'yi savunmaktı ve elimden geleni yaptım. Başka türlü polisin kahraman olduğu, büyük büyük işler yaptığı bir rol olsaydı oynamazdım. Bu filmde tam benim tanıdığım küçük adamların küçük hikayesini, onların önemsediği konuların, onlar açısından aslında ne kadar büyük olduğunu ben biliyorum. Çünkü onların arasında ben yaşadım. Oynarken de bunu düşündüm.”

Yılmaz Erdoğan, “Bir Zamanlar Anadolu'da”nın Cannes Film Festivali'nde ödül almasından çok etkilendiğini ifade ederek, “İki tür iş yapabilirsiniz, birincisi bunu Batı izleyecek, onların hoşuna gidecek tarzda gerçek hayatı bükmek gibi ona eğri büğrü bir hal katma gibi işler de yapılıyor. Ancak bu film öyle değil, kendi malzemesini dürüst bir şekilde anlatan, kendi anlattığı insanlara da saygı duyan bir durum var. O insanlara ben aşığım, çünkü o insanlar benim insanlarım” dedi.

“Filmde bazı tabuların yıkıldığı” yönünde görüşlerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
“O kadar çok tabu var ki, tabuları yıkmanın da artık tadı kalmadı. Ben aslında hiçbir şeyi yıkmayı sevmem, daha evrimci biriyim. Çünkü yıkmanın içinde şiddet vardır, her yıkanı yıkarlar. Hiçbir şeyi yıkmaya gerek yok, değiştirmek, ikna etmek ve değişmesi konusunda ısrar etmek önemlidir. Bu filmin de yıkmaktan ziyade değiştirme özelliği var. Bu film, bizim sinema ve dünya sinema tarihine Nuri Bilge Ceylan'ın önemli bir hediyesidir.”

Atalarım Bosna-Hersek’ten Göç Etti”

Filmde “Savcı Nusret” rolünü canlandıran Taner Birsel de atalarının Bosna-Hersek'ten Türkiye'ye göç ettiğini ve yeniden bu topraklarda olmanın heyecanını yaşadığını ifade ederek, “Burası Cannes Film Festivali'nden daha sıcak ve samimi bir festival. 67 gün Keskin'in soğuk havasında, zor koşullarda filmi çektik. Ancak daha sonra büyük keyif aldık ve halen o keyfi almayı sürdürüyoruz” dedi.

Sıradaki Haber
95 Yıl Aradan Sonra Döndü
Yükleniyor lütfen bekleyiniz