"Güçlü hükümet, siyasi istikrar ve doğru ekonomi"

Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara milletvekili adayı Ali Babacan, "AK Parti'nin seçim taahhütleri ile Meclis'e gönderilen bütçe tam uyumlu. Biz sadece vaat vermedik, bu bütçe ile Orta Vadeli Program'da (OVP) da nasıl mali disiplinden vazgeçmeden bunu yapacağımızı ortaya koyduk" dedi.

Babacan, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Son günlerde basında yer alan "Rakamlara elbise giydirildi" iddialarının yönelik bir soru üzerine Babacan, Türkiye'nin pek çok alanda olduğu gibi ekonomideki başarısının da dünyanın her yerinde tescil edildiğini söyledi.

Babacan, 2008-2009 dönemindeki krizin etkilerinin hala devam ettiğini ve Türkiye coğrafyasında ciddi kötü bir tablonun ortaya çıktığını vurgulayarak, tüm bunlara rağmen geçen sene Türkiye ekonomisinin yüzde 2,9 büyüdüğünü, bu sene de yüzde 3 civarında büyümesini beklediklerini ifade etti.

Şu anda bir seçim hükümetinin faaliyet gösterdiğini, bu hükümetin ekonomi yönetiminin AK Parti ekibinden oluştuğunu anlatan Babacan, "Bunca zor tabloya rağmen büyüme elde ediliyor. Geçen sene yüzde 2,9, bu seneki yüzde 3 rakamları iyi" değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu rakamların sadece Türkiye'nin açıkladığı veriler olmadığının altını çizen Babacan, "Uluslararası kuruluşların da teyit ettiği rakamlar. IMF'nin bu yılki Türkiye büyüme beklentisine bakın, OECD'nin rakamlarına, Dünya Bankası rakamlarına bakın, hepsi aynı şeyleri söylüyor. Bunlar bağımsız analizler yapıyor, bizim OVP'den alıp da bu rakamları kullanmıyor kuruluşlar, kendi tahminlerini ve kendi analizlerini yapıyorlar ve aynı rakamı buluyorlar. Dolayısıyla rakamlarla ilgili en küçük böyle bir şey yok" şeklinde konuştu.

Her seçim öncesinde benzer tartışmaların yaşandığını anımsatan Babacan, rakamların güvenilir olduğunu söyledi.

Babacan, kişi başına milli gelir hesaplamasına ilişkin bir takım tartışmalar olduğuna dikkati çekerek, bu yılki OVP'de satın alma gücü paritesine göre hesaplanan rakamların konulduğunu ifade etti.

Hareketli kurlar nedeniyle hem milli gelirdeki trendi, hem de ülkelerin birbirlerine göre refah seviyesini mukayese etmekte piyasa kurlarının gerçekleri açıklamada biraz geri kaldığını dile getiren Babacan, burada gizlenen, saklanan bir şey olmadığını bildirdi.

- "Güçlü hükümet, siyasi istikrar ve doğru ekonomi"

Dolar kurundaki dalgalanmalara ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Babacan, kur, faiz ve borsanın ekonomilerdeki en önemli göstergeler olduğunu ifade ederek, gelişmekte olan ülkelerin tümünde bu parametrelerin bozulduğunu söyledi.

Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda yerel para biriminin değer kaybettiğini, faizlerin arttığını, borsanın düştüğünü anlatan Babacan, Türkiye'nin gelişmekte olan ülkelerin ortalamasından daha çok etkilendiğini, bunda da Türkiye'nin kendi iç meselelerinin etkili olduğunu kaydetti.

Babacan, 1 Kasım seçimlerinde güçlü bir hükümet kurulursa ve bu kurulacak hükümet açıklanan OVP ile AK Parti'nin seçim beyannamesindeki ilkeler çerçevesinde hareket ederse o zaman bu tablonun iyileşeceğini bildirdi.

Piyasa faizinin, önümüzdeki dönemdeki enflasyon beklentilerine göre şekillendiğini vurgulayan Babacan, "Ne zaman enflasyon beklentisi düşer, o zaman piyasa faizi düşer, ne zaman enflasyon beklentisi yükselir, piyasa faizi yükselir. Dolayısıyla güçlü bir hükümet, siyasi istikrar ve doğru ekonomi politikaları olduğunda Türkiye'nin ekonomik göstergelerinin hepsi iyileşecekti. Siyasi istikrar olmazsa olmazdır ancak tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda doğru ekonomi politikalarının uygulanması lazım" diye konuştu.

-"Bütçe ekibimiz gülüyor, hayretle karşılıyorlar"

Özellikle asgari ücret ve emekli aylıkları konularında AK Parti'nin seçim beyannamesindeki ekonomi vaatlerinde CHP'den kopya çekildiğine yönelik iddialarını da değerlendiren Babacan, Türkiye'de AK Parti iktidarları döneminde asgari ücretteki reel artışın başka hiçbir hükümet döneminde olmadığını söyledi.

CHP'nin ekonomi vaatleri için "Hesapsız kitapsız çalışmalar" diyen Babacan, henüz açıkladıkları vaatlerin maliyetini hesap edemediklerini belirtti.

Babacan, ilgili Bakanlıklar tarafından yapılan hesaplamalarda CHP'nin vaatlerinin yaklaşık 150-180 milyar lira arasında tutacağını öngördüklerini dile getirerek, "Onlar daha söylediklerinin hesabını yapamamış durumda. Bizim bütçe ekibimiz gülüyor, 'Ya diyorlar bunlar nasıl bir hesap yapıyorlar' diyorlar, hayretle karşılıyorlar. İktidar olacağım iddiasındaki bir siyasi partinin önce hesap kitap bilmesi lazım" şeklinde konuştu.

"Bu kadar 'para dağıtacağım' dediler ne oldu? Bir önceki seçimde oyları 1 puan düştü, çünkü vatandaş inanmadı" ifadesini kullanan Babacan, şunları kaydetti:

"Onların hiçbir konuda söylediklerinin aynısını söylemedik. Bizim kuşkusuz burada toplumun farklı kitleleri var, emekliler, gençler, kadınlar var. Biz de bu kitleler için farklı şeyler açıkladık. Açıkladıklarımız içerik olarak çok çok farklı ve gerçekçi. Üstelik sadece bunları açıklamakla kalmadık, bunların hesabını yaptık ve pazar günü açıklanan OVP'de ve bugün Maliye Bakanlığımızın Meclis'e gönderdiği bütçede de söylediğimiz ne var ne yoksa bunların önemli bir bölümü bütçe giderlerine yansıtılmış durumda."

AK Parti'nin vaatlerinin maliyetinin nasıl karşılanacağının açıklandığına dikkati çeken Babacan, "Gönderilen bütçenin hedefine bakın, 2016 yılı için milli gelirin sadece 0,7'si kadar bir açık var. Yüzde 1'den daha aşağı bir bütçe açığı söz konusu. Bu Meclis'e gidecek ama görüşme için vakit kalmayacak, dolayısıyla tekrar bir bütçe göndermek gerekecek Meclis'e" dedi.

Babacan, AK Parti'nin seçim taahhütleri ile TBMM'ye gönderilen bütçenin tam uyumlu olduğunu dile getirerek, "Biz sadece vaat vermedik, bu bütçe ile OVP'de de nasıl mali disiplinden vazgeçmeden bunu yapacağımızı ortaya koyduk" ifadesini kullandı.

İki seçim arasındaki dönemde büyüme öngörülerinin değiştiğini ve bunun getireceği ilave bir gelirin olduğunu belirten Babacan, kur artışı ve büyüme kompozisyonunun iç tüketim ağırlıklı olması sebebiyle vergi gelirlerinde beklenenden daha iyi bir tablo bulunduğunu bildirdi.

Ekonomideki gelişmenin gelir tarafında daha olumlu bir tablo gösterdiğini kaydeden Babacan, "Onun için biz vaatler konusunda farklı bir noktadayken, gelir noktasında daha rahat bir imkan olacağını gördüğümüz anda 'Demek ki bütçe disiplininde kalarak da bunları yapmak mümkün' dedik. Bu yıldan daha düşük bir bütçe açığı ile hem de vaatleri yerine getirerek yürüyeceğimizin bir tablosunu ortaya koyduk" şeklinde konuştu.

Babacan, 1 Ocak'tan itibaren bütün emeklilere aylık 100 lira, toplamda yıllık bin 200 liralık bir artışın söz konusu olduğunu, asgari ücret ile ilgili bin 300 liralık vaadin de 2016 yılı için geçerli olacağını, bunun detaylarının aralık ayında işçi ve işveren kesimleri tarafından görüşüleceğini açıkladı.

-"Bütçede ilave yeni bir vergi kalemi düşünülmüyor"

Bugün açıklanan 2016 Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Tasarısı'na ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Babacan, şöyle devam etti:

"Bütçede ilave yeni bir vergi kalemi düşünülmüyor. KDV gibi çok geniş kitleleri ilgilendiren ya da gelir vergisi ve kurumlar vergisi gibi vergi oranlarında da herhangi bir değişiklik öngörülmüyor. Ama her yıl enflasyon oranında güncellenen bazı vergiler var, onlar zaten rutin, her yıl olduğu gibi 2016'da da bazı güncellemeler olabilir. Ancak bunun haricinde yeni bir vergi getirilmiyor. Bütçe bu şartlarda hazırlanmış bir bütçe."

Babacan bir başka soru üzerine de Türkiye'nin en az birkaç yıl daha cari açıkla beraber yaşayacağını, bunun sebeplerinin yapısal olduğunu, çözümünün de yapısal reformlardan geçtiğini vurguladı.

AA