Suriye'de kan akmaya devam ediyor. Güney komşumuzdaki bu durum Türk dış politikasının birinci gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Şam ziyaretinin ardından bir kez daha sertleşen söylemine devam etti. "Ne gerekiyorsa yapılacaktır, Suriye'de iç çatışma olacak ve bu Türkiye'nin iç huzurunu bozmayacak, bu düşünülebilir mi?" diye soran Davutoğlu, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na da sert sözlerle yanıt verdi.
"Neden Suriye Diyenler, Bu Bölgenin Tarihini Bilmiyor"
Ankara, her vesile ile Şam yönetimine "şiddeti sona erdir" mesajı gönderiyor. Konyalı bürokratların Ankara'daki iftar yemeğinde, hükümetin Suriye'ye yönelik tutumunu eleştirenlere tepki gösteren Davutoğlu, "Neden Suriye diyenler, bu bölgenin tarihini bilmiyor demektir. Benim dedem Suriye cephesinde savaştı. Suriye'de iç çatışma olacak ve bu Türkiye'nin iç huzurunu bozmayacak, bu düşünülebilir mi?" diye konuştu.
İnsani Boyuta da Dikkat Çekti
Ahmet Davutoğlu, Suriye'de yaşananların siyasi etkilerinin yanında insani boyutuna da dikkat çekti.
Davutoğlu, "Biz burada iftar yaparken, Hama'da, Şam'da Suriyeli kardeşlerimiz, bu gece nasıl geçecek diye kaygı içinde. Hepsini görüyoruz. Gecemizi gündüzümüze katarak bütün komşularımıza huzur gelsin diye çalışıyoruz" dedi.
"Öncelikle Operasyonlar Durmalı"
Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cude ile düzenlediği ortak basın toplantısında da, bir kez daha uyarıda bulunan Davutoğlu, "Her türlü diplomatik yolu kullanıyoruz. Herşeyden önce saldırıların ve operasyonların durması lazım. Suriyeli kardeşlerimizin sükunetle düşünebilir hale gelmesi lazım" şeklinde konuştu.
Tampon Bölge İddiasına da Yanıt Verdi
Davutoğlu "tampon bölge kurulacak" iddialarına da şu cevabı verdi:
"900 km'lik sınırdan bahsediyoruz şu anda böyle bir gelişmeden bahsedemeyiz."
"Taşeron Diyerek Misyonumuzu Sabote ettiler, Özür Dilesinler"
Dışişleri Bakanı'nın "ABD'nin taşeronluğu yapıyorlar ve bizi bilgilendirmiyorlar" suçlaması yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik sözleri de sertti.
Davutoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti devleti gibi güçlü devlet geleneğine sahip olan bir ülkenin dışişleri bakanına taşeron muamelesi yaparsanız, görüşmeler daha sürerken bu herşeyden önce hem o misyonu sabote etmek anlamına gelir, hem de küçük siyasi hesaplar adına Türkiye'nin menfaatlerini riske atmak anlamına gelir. Dolayısıyla bu ithamı aldıktan sonra benim gidip de bilgilendirmemim beklenmesi... öncelikle özür dilesinler"