Türkiye genelinde 20 cezaevine eşzamanlı olarak yapılan ve 32 mahkûmun ölümüyle sonuçlanan 'Hayata Dönüş' operasyonunun üzerinden 11 yıl geçti.
Olaylardan sonra 167 tutuklu ve hükümlü hakkında açılan dava, 2009'un nisan ayında zamanaşımından düştü.
Ancak görev sınırlarını aşarak 12 kişinin ölümüne sebep oldukları, 29 kişiyi de öldürmeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle dönemin 39 jandarma görevlisinin yargılanmasına devam ediliyor.
2 Aralık'ta görülen son duruşmada mahkeme heyeti, dönemin İstanbul Başsavcısı Ferzan Çitici, savcı Fikret Ünalan ve Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyonda görev alan emekli Jandarma Binbaşı Zeki Bingöl'ün tanık olarak dinlenmesine karar verdi.
'Tanık' sıfatıyla ifade vermesi beklenen Zeki Bingöl, operasyonla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Zeki Bingöl, operasyon yapıldığı dönemde Bayrampaşa Cezaevi'nde Jandarma Taburu İstihbarat subayı olarak görev yapıyordu.
OPERASYON EMİR-KOMUTAYLA YAPILDI
Zeki Bingöl, operasyonun emir komuta zinciri içinde yapıldığını anlattı. En tepede dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'ın bulunduğunu söyledi. O dönemde Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Engin Hoş'un, Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Başkanı Tümgeneral Osman Özbek'e bağlı olarak operasyonu sevk ve idare ettiğini belirtti. Bingöl, "Osman Özbek Paşa, bizatihi Aytaç Paşa'ya bağlı olarak çalıştı." dedi.
Hayata Dönüş operasyonunda en çok gündeme getirilen konulardan biri de kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığı konusuydu. Zeki Bingöl'ün bu konuda söyledikleri dikkate değer: "Benim kadro silahı haricinde gördüğüm bir tane silah var. Armut şeklinde plastik bir bomba. Bu, Jandarma Genel Komutanlığı'nın envanterinde yok. Operasyon sırasında EMASYA tugay komutanı geldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici ve Savcı Fikret Ünalan'ın da hazır bulunduğu sırada o bombalar getirildi. Bunlar kullanıldı. Meslek hayatımda hiç görmediğim bombaydı. Kimyasal mıdır değil midir bilmiyorum."
Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyona ilişkin hazırlanan 'Tufan' planı geçtiğimiz haftalarda ortaya çıkmıştı. Planda 295 tutuklu ve hükümlü için 'Karşı Güç', destek alınacak birimler için 'Dost Kuvvetler' deniliyor.
Ayrıca hakkında bir yargı kararı verilmemiş tutuklulardan 'teröristler' diye bahsediliyordu.