Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde hafta sonu düzenlenen kongrede ana başlıklarda;
-Süt sığırcılığında hayvan kayıt sisteminin etkinliğini artırılması için AB'de de kullanılan, işletmelere yönelik FADN (çiftlik muhasebe veri ağı) benzeri yapının en kısa zamanda tamamlanması,
-Kayıt dışılığın önüne geçilmesi, kota sisteminin uygulanabilmesi için öncelikle süt sektörünün kayıt altına alınması,
-Yem ham maddeleri, karma yem ve buna koşut olarak çiğ sütteki KDV oranının yüzde 1'e düşürülerek üretim maliyetlerinde azalış sağlanarak rekabet gücünün artışına katkı sağlanması,
-Süt üretiminin yüksek olduğu dönemlerde fiyat dalgalanmalarına ve spekülasyonlara müsaade etmeyecek önlemler alınması ve bu bağlamda üretim fazlasını dayanıklı ürünlere çevirerek depolayabilecek, gerektiğinde bu stoklarla piyasaya müdahale edecek, yapısında sektör paydaşlarının etkin olarak yer alacağı bir müdahale kurumu oluşturulması
-Kullanılan mazot, gübre ve elektrikte dolaylı vergilerde bütçe imkanları ölçüsünde indirime gidilmesi,
-Dış ticarette yeni pazarlar elde etmek ve markalaşmak için Türkiye'ye özgü süt ürünlerinin (örneğin Urfa peyniri, örgü peyniri, Mihaliç peyniri vb) envanterinin çıkarılması, bu ürünlerin sahip olması gereken asgari teknik ve hijyenik kriterlerin tespit edilmesi, AB'de tarım ürünlerine yönelik coğrafi işaretler kapsamında tescil edilmesi ve ülkemizin bu ürünlerdeki isim haklarının AB içerisinde korunması,
-Nitelikli personel ve ara kademe eleman ihtiyacının karşılanması amacıyla meslek liseleri ve teknik okullarda süt sığırı yetiştiriciliği eğitimi veren bölümlerin yaygınlaştırılması ve buradan mezun olan kalifiye iş gücünün hayvancılık işletmelerinde istihdamında devletin yönlendirici olması gerektiği kaydedildi.
Raporda, ayrıca, AB'de uygulanan okul sütü programının Türkiye'de de yasa ile garanti altına alınması istendi.