Savaşın içinde büyüyorlar, Türk bayrağı onlar için 'Güven' demek.

El Bab'da bir şenlik günü

Türkiye ile en uzun kara sınırına sahip ülke olan Suriye’de iç savaş 7. yılını geride bırakıyor. 2011 yılının mart ayında Dera kentinde başlayan barışçıl gösteriler, bugün uluslararası boyutta aktörlerin müdahil olduğu büyük bir savaşa dönüştü.

Savaşta hayatını kaybeden sivil sayısına dair birçok farklı rakam bulunuyor. 2014 yılının Ocak ayında BM, gelen bilgilerin doğruluğunu garanti edemedikleri gerekçesiyle ‘ölüleri saymayı durduğunu’ açıklasa da resmi olmayan rakamlar, çoğu sivil en az 350 bin kişinin hayatını kaybettiği yönünde. Savaş, 1,5 milyon kişiyi kalıcı engellerle yaşamaya mahkum ederken 86 bin kişi bir veya birden fazla uzvunu kaybetti.



Milyonlarca mülteci; adres Türkiye



Çatışmalar zaman zaman dursa da savaşın sürdüğü bölgede yaşanan dramlara her gün yenisi ekleniyor. Suriyelilerin yüzde 85'i sefalet içinde yaşıyor. 1,75 milyon Suriyeli çocuk eğitim alamazken ülkede sağlık sistemi de çökmüş durumda.


Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin verilerine göre savaş öncesinde 22 milyonluk bir nüfusa sahip olan Suriye’de rejim güçlerinin saldırıları sonrası en az 6,1 milyon Suriyeli kendi ülkelerinde mülteci konumuna geldi. 5,6 milyon kişi ise sınır dışına kaçtı. Yurt dışına çıkabilen Suriyelilere ev sahipliği yapan ülke ise Türkiye oldu. 3,5 milyonu aşkın mülteciyi topraklarında barındıran Türkiye’yi yaklaşık 1 milyon mülteci ile Lübnan ve 660 bin mülteci ile Ürdün takip ediyor.



Savaşın dönüm noktaları; bugüne nasıl gelindi



2014'ün haziran ayında terör örgütü DAEŞ’in Suriye ve Irak'ın kuzeyinde ele geçirdiği topraklarda halifelik ilan etmesi savaşın en kritik süreçlerinden birini beraberinde getirdi.


Eylül 2014'te ABD, DAEŞ’e hava harekatı başlattı. Amerika’nın ardından Eylül 2015'te Rusya, Suriye hükümetine hava desteği sağlamaya başladı. Rusya’nın bu hamlesinden sonra Halep’in kuşatılması süreci hızlandı. Varil bombalı hava saldırılarında binlerce sivil öldürüldü. 13 Aralık 2016 tarihinde Türkiye'nin arabuluculuğu ile tahliye anlaşması yapıldı ve Halepliler, İdlib’e getirildi.


Muhalifler, bugün 3 milyon Suriyelinin yaşadığı İdlib’te toplanırken, DAEŞ bahanesiyle PKK'nın uzantısı YPG, PYD, SGD gibi terörist gruplar da bölgede hakimiyet kurmaya başladı. Münbiç’i ele geçirerek Türkiye’nin uyarılarına rağmen Fırat Nehri’nin batısında ilerlemeye çalışan PYD’ye ve Türkiye sınırlarını tehdit eden DAEŞ’e karşı 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı Harekatı başlatıldı.


Güney sınırında PYD ve DEAŞ tehlikesiyle karşı karşıya kalan ve terör saldırılarının hedefi haline gelen Türkiye, Özgür Suriye Ordusu birlikleri ile ilerleyerek kısa sürede Cerablus’u terörden temizledi. DEAŞ ile yaşanan çatışmaların ardından 24 Şubat 2017 tarihinde El-Bab kontrol altına alındı. 7 ay süren harekatla Cerablus, El Bab ve Dabık güvenli bölge haline getirildi.







El Bab’da hayat yeniden başladı


El Bab, Türkiye’ye 30 kilometre mesafede bulunuyor. Kasaba, savaştan önce 70 bin kişinin yaşadığı, bölgenin önemli sanayi merkezlerinden biriydi. 2013 yılının Kasım ayında DAEŞ tarafından işgal edildi. El Bab, Rakka'dan sonra DAEŞ'in elindeki en büyük yerleşim birimiydi ve PKK destekli SDG tarafından da yakın markajda tutuluyordu.


Fırat Kalkanı ile El Bab başta olmak üzere Suriye'nin kuzeyindeki 2 bin kilometrekare alanın terörden arındırılmasının ardından bölgenin nüfusu 1.5 milyona ulaştı. İki yıl içinde onarılan 500 okulda 6 bin öğretmen, 200 bin öğrenciye ders veriyor. Bölgede sağlık merkezleri yeniden faaliyete başlarken yeni hastaneler inşa ediliyor.





Sınırsız Şenlik’te eğlenen savaşın çocukları


Uluslararası Mülteci Hakları Derneği’nin bu yıl ikincisini düzenlediği Sınırsız Şenlik etkinliğinin adresi Fırat Kalkanı bölgesiydi. Farklı Suriye kasabalarında 13 gün boyunca süren şenlikte 15 bine yakın savaş mağduru çocuk için sokak oyunları, filmler, gösteriler, deney atölyeleri, yarışmalar ve eğlenceler düzenlendi.





Bölgede 350 binden fazla okul çağında çocuk bulunuyor. Bunların bir kısmı Türkiye tarafından onarılan okullarda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dağıtılan ders kitaplarıyla eğitim görüyorlar.







Bir grup gazeteci ile birlikte şenliği takip etmek üzere gittiğimiz El-Bab sınırları içerisindeki Bizaa köyünün toplanma alanı da El Bab şehidi Kahraman Şehit Binbaşı Bülent Albayrak’ın adını taşıyan okuldu. Savaş mağduru bin çocuğun katıldığı etkinlikte çocuklar unutulmaz bir gün yaşadı.







Savaşın, kuşatmanın, belirsizliğin izlerini hala evlerinde, sokaklarında, yüzlerinde taşıyan El Bab halkı, güvenli bölgede yeni bir hayata adım atmış durumda. Ulaşım genelde motosikletler ve bir kısmı çatışmalardan etkilenmiş eski araçlarla yapıldığı için kasabada en çok tamirci dükkanına rastlıyorsunuz. Bir kısmı yanmış eski tüplerin yeniden doldurulup satıldığı dükkanlar da revaçta. Kıyafet mağazaları, berberler, manavlar çarşıları renklendiriyor.


Bölgenin uzun süre DAEŞ’in işgali altında kaldığının göstergesi ise mezar taşları. Halep’in meşhur beyaz taşlarıyla ve ince işlemelerle yapılmış eski mezar taşları DAEŞ teröristleri tarafından tahrip edilmiş. Özellikle cadde üzerindeki evlerde patlama ve kurşun izleri görmek mümkün. Diğer yandan yeni evlerin inşa edildiği veya hasar gören evlerin tadilatı için hummalı bir çalışma olduğu da gözlerden kaçmıyor.


Bugün hala kasabanın güneyinde rejim güçleri, batısında ise terör örgütü YPG'nin kadrolarından oluşturulan Suriye Demokratik Güçleri bulunuyor. Güvenliğin Türkiye tarafından eğitilen ve görevlendirilen polisler tarafından sağlandığı El Bab bölgesinde, Türkiye ve Özgür Suriye Ordusu bayrakları dalgalanıyor.







Geri dönüşlerin hızlandığı, hayatın yeniden eski haline dönmeye başladığı El Bab’ın gözü kulağı ise İdlib’te. Güvenli bölge uygulamasının başarıyla hayata geçirildiği Fırat Kalkanı sahasının yaşadığı dönüşümü İdlib’e toplanan mülteciler için de diliyorlar. Görünen o ki, İdlib’in güvenli bölge olmaktan çıkıp çatışmalara sahne olması, diğer bölgeler için de büyük bir tehlike arz edecek.


© 2018 TRT Haber

Hazırlayan: Nuriye Çakmak Çelik