Türk dili tarihi açısından oldukça önemli bir yere sahip olan Divanu Lügati't-Türk, 11'inci yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından kaleme alındı. Eser, Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla Arapça olarak yazıldı. Eserde, o dönemin ölçünlü diline ait pek çok ipucu elde etmek mümkün. Yapılan araştırmalarda, Divanü Lûgati’t-Türk’te 155 tane bitki ismi tespit edildi. 11'inci yüzyıl Türkçesindeki bitki isimlerini Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nigâr Oturakçı Orbay, TRT Haber'le paylaştı.
Kültür Sanat
Kaynak: TRT Haber, Getty
Yaklaşık 7 bin 500 Türkçe maddenin yer aldığı Divanu Lügati`t-Türk`te, o dönemin diline ait pek çok ipucu elde etmek mümkün. Eser üzerine yapılmış pek çok terim çalışması var. Bunlardan biri de, Ingeborg Hauenschild’e ait “Botanica im Dīwān Luġāt at-Turk” adlı makale.
ALMA
Neredeyse her bahçede bir ağacı bulunan "elma"`ya 11`inci yüzyılda "Alma/almıla" deniyordu.
ALUÇ
Aluç olarak söylenen bitki günümüzde "şeftali"
AWYA
Ayva, Divanu Lügati`t-Türk`te "awya" olarak isimlendirilmiş.
ÇAGMUR
11`inci yüzyılda adı, çagmur ya da çamgur olarak geçen, günümüzde de içeceği çok meşhur olan bitki ise "şalgam"
BÜTÜGE
Patlıcan, "bütüge" olarak adlandırılıyordu.
BÜKEN
Yaz mevsiminin vazgeçilmez meyvelerinden olan "karpuz" "büken"di.
ÇÜNÜK
Çünük ya da sünük olarak geçen ağaç, "çınar ağacı".
GEŞÜR
Geşür/ gezri ya da sarıg turma olarak adlandırılan bitkiye günümüzde "havuç" diyoruz.
KAYIN
Kayın ağacına eskiden "Kadıŋ ya da kayıŋ" denilirdi.
KAGUN
Yaz mevsiminin vazgeçilmez bir diğer meyvesi olan "kavun" Divanu Lugati’t-Türk`te "kagun" olarak geçiyor.
KIÇI
Kıçı: Hardal
KUÇGUNDI
"Kuçgundı"ya günümüzde soğan diyoruz.
KUSIK
"Fındık"a eskiden "kusık" deniyordu.
KÜÇ
Küç: Susam
Fotoğraf: AA
MURÇ
"Karabiber" olarak bildiğimiz bitki 11`inci yüzyılda "murç" olarak geçiyordu.
SARIG ERÜK
"Sarıg erük"e günümüzde "kayısı" diyoruz.
SARMUSAK
Sarımsak, Divanu Lugati’t-Türk`te "sarmusak ya da samursak" olarak geçiyor.
ÜJME
Üjme günümüzde "dut ağacı"
YAGAK
Yagak: Ceviz
YİGDE
Yigde ya da yikte olarak geçen bitki adı günümüzde "iğde"
YORINÇA
Yonca, 11. yüzyıl metni Divanu Lugati’t-Türk`te "yorınça ya da yorınçga" olarak geçiyor.