Kocasının ölüsünü 15 gün gömdürmedi. Sebebi onu sürekli göz önünde istemesiydi. Zavallı kızı Christina ise aylar boyunca baş ucunda içinde babasının kalbi bulunan bir mücevher kutusuyla uyumak zorunda kaldı.
2
Almanya Kralı Otto Kralın pek çok hayali arkadaşı vardı ve onlarla renkli sohbetler gerçekleştiriyordu. Kapılar konusunda çok hassastı ve kapalı kapıya tahammülü yoktu.
3
Kazıklı Voyvoda
Vlad kazansa da kaybetse de savaşta aldığı esirleri kazığa geçirerek öldürmesiyle meşhurdu. Hatta Eflak`a sefer düzenleyen Fatih Sultan Mehmet`in başkentin girişine dizilmiş 20 bin kazığa geçirilmiş insan (kadın, erkek, çocuk) görüntüsüyle şok olduğu ve derin bir üzüntüye kapıldığı anlatılır. Yolda karşısına çıkan hayvanları bile kazığa oturtan 3. Vlad`in vahşilikleri o kadar ileri boyuttadırki vampir konsepti başlı başına kendisinden ilham alır.
4
İspanya Kraliçesi Juana
Kocasına olan aşkı o kadar büyüktü ki kocası tifodan ölünce akıl sağlığını yitirdi ve kocasının naaşına aşk beslemeye başladı. Defalarca Yakışıklı Philip`in mezarını açtıran Juana kocasının kalıntılarını öpüp koklamaktan da geri durmadı.
5
İsveç Kralı 14. Erik
14. Erik gerçek bir paranoyaktı. Sürekli tahtının ele geçirileceğini düşünüyordu bu yüzden duyabileceği uzaklıkta gülümseyen, fılsıldaşan pek çok insanı idam ettirdi.
6
Bavyera Prensesi Alexandra Amalie
Prenses Alexandra aşırı boyutlarda bir temizlik delisiydi, bu yüzden sadece ve sadece beyaz kıyafetler giyiyordu.
7
Avusturya İmparatoru 1. Ferdinand
Ferdinand doğuştan epilepsi hastasıydı. Akli melekeleri çok yerinde olmayan Kral en fazla "Ben bir kralım ve köfte istiyorum" tarzı cümleler kuruyordu.
8
Rus Çarı 1. Fyodor
2 yaşındaki tek kızının vefatıyla kendisini tüm Rusya topraklarını gezmeye ve karşısına çıkan kiliselerin çanlarını çalmaya adadı. Zaten lakabı da Çançalıcı`dır.