Çok Bulutlu 18ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
AA 21.10.2014 19:22

“Milli nükleer santral talimatı verdim”

Davutoğlu, “Refah arttıkça enerji ihtiyacı da artıyor” dedi.

“Milli nükleer santral talimatı verdim”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında, bakanlığının çalışmalarıyla ilgili brifing aldı.

Davutoğlu, yaklaşık 3 saat süren basına kapalı bilgilendirme toplantısının ardından yaptığı açıklamada, birinci aşamada bakan ve üst düzey yetkilileriyle görüştüğünü, Türkiye'nin enerji stratejisinin ne olması gerektiği ve sonrasında atılması gereken adımlarla ilgili talimatları ilettiğini, ikinci aşamada ise Türkiye'de madencilik sektörünün en önemli firmalarıyla bir araya geldiğini ifade etti.

"DOĞALGAZ TÜKETİMİ 2013'TE 46 MİLYAR METREKÜP OLDU"

Davutoğlu, doğalgaz tüketiminin 2002'de 17 milyar metreküpken, 2013'te 46 milyar metreküpe ulaştığını söyledi.

Elektrik üretiminin 2002'de 129 milyar kilovat saatken şimdi 255 milyar kilovat saat olduğunu belirten Davutoğlu, bütün bunların her alanda üretim ve tüketim dengesinin yeniden ayarlanmasını gerektiren sonuçlar doğurduğunu ifade etti.

Davutoğlu, brifingde üzerinde durdukları hususlardan birinin, Türkiye'nin kendi üreteceği enerji arzında belli kısıtlar olduğunu, doğalgaz, petrol gibi en çok kullanılan enerji kalemlerinin Türkiye'de çok bulunmadığını söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin hem transit hem de tüketici ülke olduğunu, coğrafyanın etkin kullanılarak transit ülke konumundan bir enerji arzı üretilmesi gerektiğini belirtti.

Başbakan Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde de konuyla ilgilendiğini, bütün bakanlıklara yakın ve koordineli çalışma talimatı verdiğini, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) gibi önemli bir projenin törenine katıldığını hatırlattı.

Projeyle, önemli bir avantaj elde edildiğini, 6 milyar metreküp Türkiye'ye ek doğalgaz kaynağı sağlandığına değinen Davutoğlu, şunları söyledi:

"Ama bir taraftan Azerbaycan'daki istikrar, Türkiye'deki istikrarla Balkanlarla Kafkasları birleştirirken, diğer taraftan çevrenizdeki en önemli enerji kaynağı üreten ülkelerde krizler yaşıyoruz. Enerjinin transit ülkelerinde Ukrayna krizi gibi ya da Irak'ta yaşanan krizler gibi ya da İran'a uygulanan ambargonun yan etkileri gibi bütün bunlar çevremizde enerji zengini çok geniş bir coğrafya olmasına rağmen bizim enerji planlarımızı yapmamızda sıkıntılar doğurabiliyor. O zaman yapılması gereken nedir? Bir kaç hususta arkadaşları talimatlandırdım ve bu konuyu da bakanımızla takip edeceğim. Birincisi; iç arzı dış etkilerden bağımsız olarak mümkün olan en üst düzeye çıkarmak. Bunu nasıl yaparız? Nükleer enerji... Nükleer enerji, çevre şartlarını da tabii göz önüne alarak en kısa sürede, en etkin şekilde iç arzı arttırma alanıdır. "

"GEREKLİ ÇALIŞMALARI BAŞLATMA TALİMATI DA VERDİM"

Şu ana kadar Türkiye'nin nükleer santral konusunda bu kadar geri kalmış olmasının aslında bugünkü kırılganlığın en önemli sebeplerinden birisi olduğunu belirten Davutoğlu, "Sadece bir Avrupa ülkesinde Fransa'da 58-60 nükleer santral varken, bu Japonya'da 100-130'u belki aşmışken, Türkiye'de iki nükleer santralin yapılması için 2000'li yılların başına kadar beklememiz gerekti, bizim dönemimizde yakından takiple başta Sayın Cumhurbaşkanımızın yakın takibiyle. Bunlar 2023'lerde devreye girecek. İnşallah üçüncü nükleer santrali yeterli insan unsuru yetiştikten sonra 2018-2019'dan itibaren yüzde 100 milli bir şekilde yapma konusunda gerekli çalışmaları başlatma talimatı da verdim" değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, Türkiye'de nükleer santraller dışında hala kullanılabilecek geniş bir yenilenebilir enerji kapasitesi olduğunu belirterek, sadece Konya Karapınar'daki güneş enerjisinin 3 bin megavat olduğunu bildirdi.

Bunun neredeyse cumhuriyetin ilk 50 yılına tekabül eden bir potansiyel olduğuna işaret eden Davutoğlu, güneş ve rüzgar gibi içeride üretilebilen yenilenebilir enerjinin oranlarını arttırmak gerektiğini dile getirdi.

"2016 MAYIS'INDA TÜRKİYE'DE DOĞALGAZIN ULAŞMADIĞI İL KALMAYACAK"

Davutoğlu, bunlar yapılsa da nükleer enerji santralleri devreye girene kadar Türkiye'nin her türlü senaryoya açık olması gerektiğinin altını çizerek, "Yenilenebilir enerjinin de gelebileceği sınırların bir üst limiti var. Bu doğalgaz ki şu anda çok az sayıda ilimizde doğalgaz irtibatı yok. 2016 Mayıs'ında Türkiye'de doğalgazın ulaşmadığı il kalmayacak. O zaman da doğalgaz ihtiyacının tabii gittikçe artacağını görmemiz icab ediyor" diye konuştu.

Dört senaryo üzerinde de değişik sunumlar yapıldığını kaydeden Davutoğlu, olabilecek tüm senaryoların göz önüne alınarak, kırılganlığı en alt düzeye indirmek, iç arzı en üst düzeye çıkarmak, çevre ve siyasi şartlardan ve istikrarsızlıktan kaynaklanan risklere hazır olabilmek için yürütülen geniş kapsamlı çalışmaları dinlediğini anlattı.

Davutoğlu, Türkiye'nin herhangi bir şekilde bir enerji kriziyle karşı karşıya kalmaması için tedbirleri aldıklarını ve almaya devam edeceklerini bildirdi.

"BİRLİKTE BİR MODEL ÜSTÜNDE ÇALIŞACAĞIZ"

Davutoğlu, Milli Eğitim Bakanlığında aldığı brifingde, meslek liselilerin iş sektörleri bazında ve ihtiyaca tekabül edecek şekilde devletle sektör temsilcileri ve işveren örgütleriyle bir model geliştirilmesi hususunda talimat verdiğini söyledi.

Toplantıda bu model çerçevesinde bir iki güzel uygulamadan da bahsedildiğini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Madencilerimizin yer altına inmeden veya yer üstü madencilik yaparken olabilecek risklere karşı en başından en iyi şekilde eğitilmeleri ve bu eğitimi aldıktan sonra sektöre daha fazla katkıda bulunabilmeleri için birlikte bir model üstünde çalışacağız. Yani usta ve çırak ilişkisi içinde ya da çok kısa süreli eğitimlerle madencilerimizin yerin yüzlerce metre altına gerektiğinde inmelerinden dolayı doğabilecek riskleri ortadan kaldırabilmek için de sağlam bir eğitim altyapısı konusunu da ele aldık. Madenlerimizin, madencilerimizin ve maden sektörü temsilcilerimizin diğer ihtiyaçlarını dinledik."

Türkiye'nin bazı alanlarda ciddi maden imkanlarına, yer altı kaynaklarına sahip olduğunu anlatan Davutoğlu, maden çeşitliliği bağlamında ise dünyada en zengin ülkelerden birisi olduğunu vurguladı.

"KOBANİ'DEN 200 BİN KARDEŞİMİZİ ALDIK"

"Peşmergelerin geçişi başladı mı? Başlamadıysa eğer ne zaman başlayacak? Nereyi kullanıp geçecekler? Sadece insani yardım olarak mı kullanılacak? PKK ve Peşmerge nasıl ayırt edilecek?" sorusu üzerine, Davutoğlu, Türkiye'nin yanı başında büyük bir savaş yaşandığını belirterek, "Türkiye bu savaştaki insani acıları dindirebilmek için elinden gelen her şeyi yaptı, yapmaya devam ediyor" ifadesini kullandı.

"Her ırktan, her mezhepten mülteci kabul ettik. Kobani'den 200 bin kardeşimizi de aldık" diyen Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Şimdi Türkiye'nin ulusal çıkarlarına, güvenliğine herhangi bir tehdit oluşması halinde, gerekli her türlü tedbiri almak için de tezkereleri yeniledik, çıkardık. Şimdi bu konjonktürde Kobani'deki çatışmalar devam ederken, Türkiye'nin Kobani'deki sivil halka, kesinlikle PYD'ye ya da PKK'ya değil, Kobani'deki duruma lojistik ve insani destek sağlaması doğaldır."

Davutoğlu, "Nasıl ki Telabyat Akçakale'den, Bayırbucak Yayladağı'ndan, Halep Gaziantep'ten insan dokusu ve akrabalık ilişkileri bağlamında ayrılamazsa Kobani de Suruç'tan ayrılamaz. Kobani'ye her türlü yardımı yapmaya ve bütün haksızlıklara rağmen, Kobani üzerinden burada terör estirilmesine rağmen ve haksız ithamlara maruz kalmamıza rağmen her türlü yardımı yaptık. Kamuoyunun bildiği, bilmediği yardımları yaptık, yapmaya devam ediyoruz" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bu çerçevede zaten gerek tezkerenin muhtevasından, gerek uluslararası koalisyon ve BM kararı çerçevesinde ortaya çıkan hukuki durumdan da bir istifade ve bunu değerlendirerek, Kobani'deki durumu dengeleyebilmek veya Kobani'deki durumun en azından zararlarını minimize edebilmek için bahsettiğiniz şekilde bazı unsurların Kobani'ye geçişi konusunda da insani ve lojistik amaçlı olarak söylüyorum, görüşmeler sürüyor. Bu görüşmeler çerçevesinde gerekli adımlar atılır. Ancak şu anda böyle bir geçiş başlamış değil. Takdir edersiniz ki bu tür konular belli bir güvenlik unsuru söz konusu olduğu için güzergahtı, miktardı, vesaireydi bunları kamuoyunda konuşmamız doğru değil."

Davutoğlu, "Ancak şunu ifade edeyim. Hiçbir şekilde Türkiye'yi son dönemde dahi kana bulamak, şehirlerimizi yakmak, yıkmak gibi eylemler içinde olan PKK veya buna müzahir unsurların, Türkiye sınırlarından oraya geçmesi mümkün değildir" dedi.
 

Sıradaki Haber
“Kim rahatsız olursa olsun süreç devam edecek”
Yükleniyor lütfen bekleyiniz