Toz veya Kum Fırtınası 26.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
05.02.2018 11:02

15 Temmuz'da Orhanlı Gişeleri'ndeki olaylara ilişkin davada ilk duruşma

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Tuzla Orhanlı gişelerinde yaşanan olaylara ilişkin 66 sanıklı davanın ilk duruşmasında müştekilerin ifadesi alındı.

15 Temmuz'da Orhanlı Gişeleri'ndeki olaylara ilişkin davada ilk duruşma

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 62 tutuklu sanık, müştekiler ve sanık avukatları katıldı.

Duruşmaya katılan müşteki Alper Güler, o dönemde Pendik devriye ekipler amirliğinde görevli olduğunu söyledi. Güler, darbe girişimini öğrenince gişelere gittiğini, kendilerine ateş edildiğini, bir kamyonunun arkasında durduklarını, şahısları ikna ettiklerini ve bu kişilerin silahlarını teslim ettiğini anlattı.

Ateş eden kişilerin kendisine uzak olduğunu, karanlık olması dolayısıyla bu kişileri teşhis edemeyeceğini ifade eden Güler, "Yaklaşık 50 kişi, ormanlık alandan çıktı. Çok yoğun silah atışı vardı. Belediye otobüsüne mevzilendirilmişler, Orhanlı Gişeleri'nin tarafına geçmemiz lazımdı görmek için. Net olarak 'şu şahıs yaptı' diyemeyiz. Üzerimizde polis yazısı olan yelekler vardı, polis olduğumuz belli oluyordu." dedi.

Sanık avukatlarının sorusu üzerine Güler, kendilerine atılan merminin G3 mermisi olduğunu belirtti.

Bir sanık avukatının "Karşınızdakilerin asker olup olmadığını gördünüz mü?" sorusuna müşteki Güler, "Vatandaşlar bize askerlerin, bir kepçe operatörünü ve bir polisi şehit ettiğini söyledi. Kamuflajlı askerleri gördüm. Karşımdakilerin asker olduğunu gördüm." yanıtını verdi. 

"Asker beni göre göre ateş etti"

Bir diğer müşteki Ahmet Bedel de Pendik ekipler amirliğinde görevli polis memuru olduğunu, Başbakanın geçiş güzergahında nöbette olduklarını, Whatsapp'tan ve telsizden konuşmalar olduğunu, amirinin emriyle Orhanlı Gişeleri'ni trafiğe kapattıklarını, görevlerinin askeri unsurları engellemek olduğunu söyledi.

Müşteki Bedel, TEM'de havalimanı yolunu kapattıklarını ifade ederek, "00:30 gibi üzerimizde üniforma vardı, araçların tepe lambaları yanıyordu. Polis olduğumuz belliydi. Vatandaşların sesleri geldi, 'askerler geliyor' diye. Asker sayısı 65 kadardı. Ben o anda 25-30 kişi gördüm. Teslim olun dediler, havaya ateş edildi. Bir aracın arkasına siper aldık. Direk atış başladı. G3 sesleri geliyordu ancak farklı silahlar da vardı. Yanımdaki arkadaş Yunus Emre vuruldu. Ben bacağımdan vuruldum, bana 6 kurşun isabet etti. Dakikada bin mermi atılıyordu. Otobüsün içine girdim. Askerler 'yere yat' diyordu. Vatandaş kurtardı bizi, ambulansla hastaneye gittim. İlk ateş edenlerin askerler olduğunu gördüm. Asker beni göre göre ateş etti. Bana sıkan kişinin Ferhat Binbaşı olduğunu düşünüyorum. G3 silahlı askerler vardı, bize G3 ile ateş edildi. Komutanların da beylik tabancaları vardı." diye konuştu.

Bir diğer müşteki Alperen Ercan da ifadesinde ekip otosunda arkadaşlarının haberleri gösterdiğini, ilçe girişini kapatmak için Orhanlı Gişeleri'ne gittiklerini, 2 araçla yolu kapattıklarını, gece 01.00 gibi helikopter sesi duyduklarını, 40 kişi askerin dizildiğini, komutanın askerlere "yüksek tutuş" emri verdiğini anlattı.

"Hastaneden G3 silah sesleri duyuluyordu"

Müşteki Ercan, yoğun mermi atışlarının başladığını, yanındaki arkadaşın askerlere "teslim olun" diye bağırdığını, askerlerin yine ateş ettiğini anlatarak, çatışmanın 10 dakika sürdüğünü, İsmail Akbal'ın vurulduğunu, askerlerin halen ateş etmeye devam ettiğini, vatandaşların askere, 'ateş etmeyin' diye bağırdığını, hastaneye gittiğinde ise halen askerlerin kullandığı G3 silah seslerini duyduğunu aktardı.

Bir sanık avukatının "Daha önce hiç harbiye üniformalı terörist gördünüz mü?" sorusuna Ercan, "Bu ilk oldu" dedi.

Müşteki Halit Cihat Aras da ifadesinde o dönemde Pendik ekipler amiriliğinde görevli olduğunu, televizyondaki haberleri görünce ilçe emniyet müdürlüğüne geçtiklerini anlattı. Aras, Orhanlı Gişeler'de çatışma olduğunu duyduklarında o bölgeye geçtiklerini, yoğun bir halk kalabalığının bulunduğunu ve oradaki 2 ekip otosundan birinin tahrip olduğunu aktardı. Bu araçtaki bir arkadaşının şehit olduğunu öğrendiğini ifade eden Aras, tırlara mevzilendiklerini, yoğun G3 silah sesi geldiğini, saat 05.30-06.00 gibi çevre güvenliği aldıklarını söyledi.

"Komutan 'atış serbest' emri verdi"

Müşteki İsmail Akbal da olay zamanı Pendik ilçe emniyet müdürü olduğunu, güzergaha gidip beklemeye başladığını dile getirerek, şunları söyledi:

"Haberi görünce bunun darbe girişimi olduğunu anladık. Telsizde tek bir noktada toplandık, müdürümüz Mustafa Çalışkan’ın emirleri geldi. Orhanlı Gişeleri'ni 2 ekip halinde kapattık. Gecenin ilerleyen saatlerinde şehit haberleri gelmeye başladı. Mustafa Çalışkan müdürümüz hiçbir polisin teslim olmayacağını, gerekirse şehit olacağımızı söyledi. O şekilde devam ettik. Vatandaşlar 'asker geliyor' deyince, vatandaşları oradan uzaklaştırmaya çalıştık. İlk başta 25-30 kişi. Başlarındaki komutan 'polisler teslim olun, yüksek tutuş, atış serbest' emri verdi, yere yattım, aydınlatma direğini kendime siper ettim. Takviye istedik, bulunduğum yerden teslim olun çağrısı yaptım. Bir müddet çatıştık, yaralandım, yerdeyken bir daha vuruldum. Arkadaş beni kenara çekti. Vatandaşların ve arkadaşların yardımıyla hastaneye gittim."

Müşteki Gökhan Tuncer de ifadesinde, Orhanlı Gişeleri'ne gittiklerini, silah sesleri gelmeye başladığını ve kaza yaptıklarını anlattı. Tuncer, yanındaki arkadaşı Ozan'a 'kalk' dediğini, bu sırada baktığında arkadaşının kafasından vurulduğunu ve megafondan 'ateş etmeyin ağır yaralımız var' diye 3-4 defa anons yaptığını dile getirdi. Telsizden takviye istediğini ancak araya konuşmalardan dolayı giremediğini belirten Tuncer, önünde bir vatandaşın vurulduğunu gördüğünü, aracın kapılarının açılmadığını, bu sırada daha çok atış yapıldığını aktardı.

Tuncer, vatandaşın kapıyı açtığını, yanındaki MP5 silahıyla siper aldığını ifade ederek, "O sırada ateş ediyorlardı, 4-5 el havaya ateş ettim, daha çok ateş ettiler. Ekip arkadaşıma baktım, kafasının yarısı yok gibiydi. Şok geçirdim. Vatandaşlar geldi 'çok ağır yaralısın' dediler. Vatandaşlar tekbir getirdi, yaşlı amcalar, teyzeler vardı onlar gelince atışlar azaldı sonra kesildi. O sırada yanıma iki vatandaş geldi kucakladı beni. Bir araca koydular bizi, hastaneye götürdüler, Kıyafetimi çıkardılar, asker görüp vurmasın beni diye. Gözümü açtığımda hastanedeydim." dedi.

İfade veren tüm müştekiler, sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.

Duruşmaya öğle arası verildi. 

187 asker yargılanıyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Tuzla Orhanlı Gişeler'i ve Mehmetçik Vakfı'nda meydana gelen olaylara yer veriliyor.

İddianamede, biri polis 6 kişinin şehit edilmesi, 42 kişinin yaralanmasına ilişkin 4 subay, 178 Hava Harp Okulu öğrencisi ve 5 er olmak üzere 184'ü tutuklu 187 asker "sanık", 118 kişi "mağdur-müşteki" sıfatıyla bulunuyor.

Darbeci askerlerin Yalova Hava Meydan Komutanlığı'ndan İstanbul'a intikal ederek, Tuzla Orhanlı Gişeler ile Sultanbeyli / Mehmetçik Vakfı bölgelerinde faaliyet gösterdikleri anlatılan iddianamede, Orhanlı Gişeleri'nde darbecilerin tüm uyarılara rağmen teslim olmadıkları, bölgede görev alan kolluk kuvvetleriyle çatışmaya girdikleri belirtiliyor.

Söz konusu çatışma sırasında darbeci subaylar Binbaşı Ferhat Günay ve Teğmen Emre Demirbilek'in etkisiz hale getirildiği kaydedilen iddianamede, sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

İddianamede, bazı sanıkların ise "kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, silahla kasten yaralama, cebir ve tehdit kullanarak, silahla ve birden fazla kişi ile birlikte kişileri özgürlüklerinden yoksun kılma, mala zarar verme, iştirak halinde kamu malına zarar verme" suçlarından 10 yıl ila 5 kez müebbet hapis cezası arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.

Dava dosyaları ayrılmıştı

Mahkemece, yargılama konusunun iki ayrı olay olduğu, birbirleriyle bağlantısının bulunmadığı, davaların Orhanlı Gişeler ve Sultanbeyli-Mehmetçik Vakfı olarak bilindiği kanaatine vararak, yargılamanın etkin ve hızlı yürütülmesi, müşteki ve tanıklarla delillerin bir bütün olarak ayrı dosya içerisinde değerlendirilmesi için 3'ü rütbeli, 2'si er, 116'sı öğrenci 121 sanığın bulunduğu "Sultanbeyli-Mehmetçik Vakfı" olarak bilinen olaylarla ilgili bir önceki duruşma tefrik kararı vermişti.

Dosyaların ayrılmasıyla ''Orhanlı Gişeler'i olarak bilinen dosyada, 62'si Hava Harp Okulu öğrencisi 66 sanık bulunuyor.

Kaynak: AA

Sıradaki Haber
Marmara Denizi'nde lodos etkisini kaybetti
Yükleniyor lütfen bekleyiniz