Parçalı Bulutlu 20.6ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Sağlık
01.03.2013 12:50

Cezaevinde ''Umut'' terapisi

İzmir 1 Nolu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda psikoterapi odasında terapi yapılıyor

Cezaevinde ''Umut'' terapisi

Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü içinde yer alan 896 kapasiteli 1 nolu T tipi Ceza İnfaz Kurumu'nda görevli Psikolog Mehmet Ali Altuntaş, farklı cezaevlerinde tek kişilik koğuşlarda kalan ve ağır psikolojik sorunları bulunan mahkumların İzmir'e nakledildikten sonra 14 kişilik koğuşlarda kalabilmesini sağlamak ve onları ilaç bağımlılığından kurtarmak amacıyla psikoterapi uyguladıklarını söyledi.

Terapiye gelen bir hükümlünün, koğuşunda beslediği ve ''Umut'' ismini verdiği muhabbet kuşunu terapi odasına hediye ettiğini anlatan Altuntaş, hükümlünün cezaevi görüntüsü içinde kendisini rahat ifade edemediğini anlatması üzerine farklı bir oda yaratma fikrinin ortaya çıktığını belirtti.

Ekip olarak diğer ceza infaz kurumlarında bulunmayan, dünyada da bir örneğine rastlamadıkları bir oda tasarımı yaptıklarını, ilk etapta duvar kağıtları ve koltuk kurmayı düşündüklerini ancak proje kapsamını genişleterek gerçek resimler ve sesler kullanmaya karar verdiklerini anlatan Altuntaş, şu bilgileri verdi:

''Bir infaz memurumuz hiç eğitim almamasına rağmen çok iyi resim yapıyordu. Kendisi projeye dahil oldu ve harikalar yarattı. Odanın dört duvarı dağ ve deniz manzara resimleriyle donatıldı. Manzarayı bütünleyecek ağaç dalları, maketler ve eşyalar yerleştirildi. Ayrıca Osmanlı döneminde psikolojik hastalıkları bulunanlar için uygulanan su terapisini uygulamaya karar verdik. Su sesinin insanı rahatlatıcı, fikrini rahat ifade edebileceği bir ortam yarattığı gerçeğinden hareketle oda içine bir şadırvan yerleştirdik.

MAHKUMLAR SORUNLARINI DAHA KOLAY ANLATIYOR
Burada çevresel terapi yapıyoruz yani kişiyi cezaevinden uzaklaştırıyoruz. Cezaevindeki insanların her saati betonlar arasında geçiyor. Bu odaya ilk kez gelen mahkumlar önce şaşırıyorlar, buranın gerçek olup olmadığını sorguluyorlar. Onlara terapi öncesi odayı inceleme fırsatı veriyoruz. Daha sonra psikoterapi uyguluyoruz. Birçok mahkum bu odada kendisini özgür hissettiğini, sorunlarını daha rahat anlatabildiğini söylüyor. Zaten terapiler sonrası aldığımız sonuçlar da bunu gösteriyor.''

''FELSEFE ODASI'' DA KURACAKLAR
Böyle bir odada çalışıyor olmanın psikolog olarak kendisi için de şans olduğunu belirten Altuntaş, uygulamanın Türkiye ve dünyadaki diğer cezaevlerinde de yaygınlaşması gerektiğini söyledi.

Altuntaş, projenin ikinci ayağında ''Umut Odası''ndan bir kapıyla ''Felsefe Odası''na geçiş yapılmasını planladıklarını belirterek mahkumların empati ve tartışma kültürünü edinebilmesini amaçlayan bu odanın da mitolojide felsefe tartışmaların yapıldığı basamaklı yapılara benzer şekilde tasarlanacağını kaydetti.

Odada antisosyal davranışları bulunan ve diğer tutuklu ve hükümlülerle bir arada yaşayamayacağına inanan kişileri, farklı bir tartışma ortamında bir araya getireceklerini söyleyen Altuntaş, ''Örneğin bir kitap belirleyeceğiz. Bu kitabı herkes okuyacak. Odaya girip kitabı tartışacağız. Fikirlerini söyleyecekler, tartışacaklar. İçlerindeki öfkeyi kusacaklar. Öfkelerini, birilerini yaralayarak değil düşünsel olarak fikriyle de dile getirebileceğini göstereceğiz. Bu kolokyum ortamı bir nevi grup terapisi imkanı da sunacak'' dedi.

SİGARA BIRAKMA POLİKLİNİĞİ DE KURULUYOR
Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Aziz Gürer ise infaz kurumlarında mahkumları sadece meslek sahibi yapmayı amaçlayan bir anlayışın topluma kazandırmak için yeterli olmayacağını, kafasından suç işleme fikrini çıkaramamış mahkumların, cezaevinden çıktıktan bir süre sonra geri döndüğünü gördüklerini ifade etti.

Bu nedenle hükümlülerin suç psikolojisinden kurtulmaları ve gerçek anlamda ıslah olmaları için bir proje ekibi oluşturarak sağlık ve psikoloji alanında projeler başlattıklarını kaydeden Gürer, ''Umut Odası'nda uygulanan terapi memnuniyet verici sonuçlar yarattı. İlk etapta yeşil reçeteli ilaç kullanan hükümlülere yönelik uygulanan terapi sonucu ilaç kullanan 328 tutuklu ve hükümlünün çoğunu bu oda sayesinde tedavi ettik. Ya ilacı bıraktılar ya da en aza indirdiler. Birçok arkadaşımız buraya geldiklerinden çok daha iyi durumdalar'' dedi.

Yaptıkları bir araştırmada hükümlülerin sigarayı bırakmak istediklerini saptadıklarını da anlatan Gürer, ''Ekibimiz 'Bir Dal da Sen Kır' başlıklı bir proje hazırladı. Bu kapsamda cezaevi içinde bir sigara bırakma polikliniği kuruyoruz. Sigaradan kurtulmak isteyen hükümlü ve tutuklulara danışmanlık vereceğiz. Kurumlardan destek alabilirsek sigarayı bıraktırıcı ilaç da verebileceğimizi düşünüyoruz. Kurumumuzda halen 2 koğuşta sigara içilmiyor, projeyle dumansız koğuş sayısının 10'a çıkarılmasını hedefliyoruz'' diye konuştu.

Gürer, infaz memurlarına yönelik eğitimler kapsamında da memurlara öfke kontrolü, kriz yönetimi, ikna edici iletişim gibi konularda uygulamalı eğitimler verdiklerini sözlerine ekledi.

''HAYATA BAĞLANIYORUM''
Umut Odası'nın kullanıcıları arasında yer alan 22 yaşındaki hükümlü C.Ö, cinayet nedeniyle cezaevine girmesi sonrası engelli olan iki kardeşini ve dar gelirli olan ailesini yalnız bıraktığı için büyük suçluluk duyduğunu, uzun süre ilaç kullanmak zorunda kaldığını söyledi. Umut Odası'na ilk girdiğinde çok şaşırdığını, odada cezaevi ortamını unutarak çok farklı şeyler düşünebildiğini söyleyen C.Ö, ''Burası bana özgürlüğü hatırlatıyor, umut veriyor. Hayata bağlanıyorum. Terapi için ilk adımı cezaevi yetkilileri attı. Ben de bu adıma karşılık verdim. Şu anda geçmişe göre daha iyiyim'' diye konuştu. 

Sıradaki Haber
Süt Bankası'nda tereddütler ortadan kalkıyor
Yükleniyor lütfen bekleyiniz