Çok Bulutlu 20.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
11.04.2018 11:25

Kimyasal silahlar yüzyıllardır can alıyor

Doğu Guta'da en az 78 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla tekrar gündeme gelen kimyasal silahlar, yüzyıllardır kitlesel katliamlar için kullanılıyor.

Kimyasal silahlar yüzyıllardır can alıyor

Konvansiyonel silahlara göre üretimi daha ucuz ve kolay olan kimyasal silahlar, basit laboratuvarlarda bile üretilebiliyor. İnsanlık tarihinde ülkeler, örgütler ve askerler tarafından birçok kez kullanılan bu silahlar, etkilerinin güçlü olması nedeniyle insan, hayvan, doğa ve doğal kaynaklar için ciddi tehdit oluşturuyor.

En bilineni kükürt klorürlü hardal gazı 

Zehirli kimyasalların hardal, sarin, VX, arsin, hidrojen siyanür, tabun, klor ve fosgen gibi birçok çeşidi var. Türlerine göre merkezi sinir sistemi, solunum sistemi ve kan hücrelerine zarar veriyor. Kimyasal silahlar, solunum sistemini tahrip ederek nefes almayı zorlaştırıyor, zehirlenmelere ve kalp krizlerine neden oluyor.

Bu gazlar arasında en bilineni kükürt klorür içerikli hardal gazı. Bu gaz, deri yanması, kaslarda tahribat, sinir sisteminin çökmesi ve körlük gibi birçok etkiye sahip. Gazın etkisi, 12-24 saat içinde net olarak ortaya çıkıyor. Birçok kimyasal çeşidi bulunan ve diğer kimyasallarla bileşimi kolay olan hardal gazına maruz kalan bölgelerde hayvanlar ve bitkiler de ciddi zarar görüyor.

Sinir gazları olarak bilinen sarin ve tabun da merkezi sinir sistemini etkileyerek bilinç kaybı, körlük ve felce neden oluyor. En zehirli kimyasallardan VX ise sıvı ya da gaz halde kullanılabiliyor. Solunum yolu ya da deriden geçerek vücudun sinir sistemini çökertiyor ve maruz kalan kişiyi birkaç dakika içinde öldürebiliyor.

Boğucu gazlardan klor ve fosgen, solunum ve kardiyak sistemi üstünde etki göstererek boğulmalara ve ani kalp durmalarına sebep olabiliyor.

İlk kimyasal silah MÖ 600'de kullanıldı

Basit laboratuvarlarda yüzlerce farklı kombinasyonda üretilebilen sıvı ve gaz haldeki zehirli kimyasallar, tarih boyunca birçok saldırıda ve savaşta ön plana çıktı.

İlk kimyasal saldırı, MÖ 600'de antik Yunan döneminde Atina ordusu tarafından Kirrha şehri kuşatmasında kullanıldı. Şehrin suyuna hellebore bitkisi katılarak düşman askerleri ve siviller zehirlendi.

Bilinen en fazla sayıda ölüme yol açan kimyasal saldırılardan biri, 1845'te düzenlendi. Fransız askerleri, Cezayir'i işgali sırasında esir aldığı bin kadar Berberiyi bir mağaraya hapsetti. Mağaraya verilen gazla Berberiler hayatını kaybetti.

20. yüzyılda kimyasal silahlar, savaşlarda çok büyük kitlelere karşı kullanıldı. Birinci Dünya Savaşı boyunca Almanya, Fransa ve İngiltere tarafından kullanılan zehirli gazlar, 1 milyondan fazla kişinin ölmesine ya da yaralanmasına neden oldu.

Yahudiler gaz odalarında öldürüldü

İnsanlık tarihindeki en kitlesel ve ölümcül katliamlara sahne olan İkinci Dünya Savaşı'nda da kimyasal zehirli gazlar kullanıldı. Savaş boyunca yaklaşık 3 milyon Yahudi, Naziler tarafından toplama kamplarında öldürüldü. Özel olarak hazırlanan gaz odalarında hidrojen siyanür, saf karbonmonoksit ve Zyklon B gazları kullanıldı.

ABD de, Vietnam Savaşı sırasında literatürde Napalm olarak adlandırılan zehirli karışımla tarihteki yerini aldı.  Yanıcı bir kimyasal olan Napalm, insanların yanı sıra düştüğü bölgedeki hayvanları ve böcekleri öldürdü, ayrıca büyük yangınlara neden oldu.

Irak ordusunun 1988'de Halepçe'de düzenlediği kimyasal gaz saldırısında da çoğunluğu kadın ve çocuk en az 5 bin kişi hayatını kaybetti. "Kimyasal Ali" lakaplı Hasan Ali Mecid komutasındaki birliklerin uçaklardan attığı gaz ve sıvı karışımı kimyasallar arasında hardal, sarin ve VX gazı ile türevleri bulunuyordu. Özellikle su kaynaklarına karışan zehirli kimyasallar, sonraki yıllarda bölgedeki kanser vakalarını yüzde 25 artırdı.

Kimyasal gazlar, terör saldırılarında da kullanıldı. Japonya'da 20 Mart 1995'te Aum Şinrikyo tarikatı üyelerinin sarin gazı kullanılarak yaptığı saldırıda 13 kişi yaşamını yitirdi, 6 binden fazla kişi zehirlendi.

"Varlığını koruyacak gibi görünüyor"

Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi ve Osmanlı-Türk Tarihi Araştırmaları Koordinatörlüğünde görev yapan tarih uzmanı İlkin Başar Özal, kimyasal silahların, ilk kez yoğun ve sistematik bir biçimde kullanıldığı Birinci Dünya Savaşı'ndan örnekler verdi.

Özal, "Birinci Dünya Savaşı'nda siper savaşları başladığında yüksek askeri yetkililerin amacı, silahların düşman mevzilerinin sadece bir bölümünden ziyade tamamını etki altına alacak, düşman askerlerinde savaşma azmini kıracak, motivasyonu düşürecek, her an karşılaşmaktan ürkecekleri bir silah geliştirmekti. Zehirli gaz bunu başarabilirdi. Zehirli gaz, durağan siper savaşına karşı geliştirilen basit ama acımasız bir tepkiydi" dedi.

Zehirli gazlar, Birinci Dünya Savaşı'nda ölüm ve yaralanma dahil 1 milyon 250 bin kişiyi etkiledi. Bugün de ucuz maliyeti nedeniyle kitlesel imha amacıyla hala kullanılıyor. Özal'a göre, savaş olgusu rafa kaldırılmadığı sürece zehirli gazlar varlığını koruyacak. 

"Gazdan korunmak için idrar kullanıldı"

Özal, kimyasal silahların Birinci Dünya Savaşı'nda bilinenin aksine önce Almanlar tarafından değil, Fransızlar tarafından kullanıldığını söyledi. Almanların kimyasalları gelişmiş ve kitlesel bir şekilde kullandığı bilgisini veren Özal, İngilizlerin de Özel Gaz Bölükleri kurarak Alman hatlarına saldırı düzenlediğini aktardı. Özal, kimyasal gaz saldırılarının askerler ve siviller üzerinde özellikle psikolojik etki yarattığını vurguladı.

Özal, konvansiyonel olmayan bu kimyasal saldırılara maruz kalanların korunma yöntemlerine ilişkin ise şunları söyledi:

"Gaz saldırısına karşı askerlerin ilk aldığı tedbirler çok ilkeldi ama etkili oldu. Klor gazına karşı İtilaf askerleri idrarlarına batırdıkları bezlerle ağız ve burunlarını kapatarak önlem aldılar. Amonyak, klorun etkisini azaltıyordu. İdrarda da amonyak bulunmaktaydı. Bu nedenle askerler idrarlarını ziyan etmediler. Ne buldularsa içini doldurup bellerine asarak yanlarından ayırmadılar."

Kimyasal silahlar yüzyıllardır can alıyor

Esed rejimi 215 kez kimyasal silah kullandı

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) raporuna göre, Suriye'de iç savaşın başlamasından bu yana Esed rejimi muhaliflerin bulunduğu yerlere 215 kez kimyasal silah saldırısı düzenledi.

Şam'ın Doğu Guta bölgesinde 21 Ağustos 2013'te düzenlenen saldırı, 1400'ün üzerinde sivilin hayatını kaybetmesine, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere çok sayıda sivilin de yoğun şekilde etkilenmesine yol açtı.

Bir başka saldırının düzenlendiği 4 Nisan 2017'de Han Şeyhun'da da en az 100 sivil yaşamını yitirdi. Son olarak geçen hafta sonu Doğu Guta'ya düzenlenen kimyasal saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu 78 kişi hayatını kaybetti.

Esed rejimi, aslında 2013'te düzenlediği ve 1400 kişinin hayatını kaybettiği gaz saldırısından sonra gelen uluslararası baskılar neticesinde kimyasal silah stoklarının imha edilmesini kabul etmişti. Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (KSYÖ) gözetiminde kimyasal silahların bir kısmı açık denizde imha edilmişti.

Buna rağmen bir yıldan fazla süren imha işleminin ardından rejim güçleri, kimyasal saldırılara devam etti. Birleşmiş Milletler (BM) ve KSYÖ silah stokların hepsinin teslim edilmediğini açıkladı.

Kimyasal silah kullanımı yasak

Dünyada kimyasal silahların kullanılmasının yasaklanması için birçok girişim yapıldı. Son olarak Kimyasal Silah Sözleşmesi, 29 Nisan 1997'de yürürlüğe girdi.

Sözleşmeye 192 ülke taraf oldu. Yalnızca İsrail, Mısır, Kuzey Kore ve Güney Sudan anlaşmaya dahil olmayı kabul etmedi.

Sözleşmeyle kimyasal silahların üretimi, depolanması ve kullanımı yasaklanıyor. Ayrıca, ülkeler, kimyasal silah stoklarını ve bunların nerede üretilebileceğini bildirmek zorunda.

KSYÖ, sözleşmeyle bugüne kadar dünyada varlığı bildirilen kimyasal silahların yüzde 97'sinin imha edilmesini denetledi.

Kaynak: AA 

Sıradaki Haber
162 bin sığınmacı, Suriye'ye geri döndü
Yükleniyor lütfen bekleyiniz