Açık 13.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem

Gidersek Türkiye'de her şey kötüleşir

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Biz gidersek Türkiye'de her şey kötüleşir" dedi.

Gidersek Türkiye'de her şey kötüleşir

Başbakan Yardımcısı Arınç, istikrarın devamı için AK Parti'nin dimdik iş başında olduğunu göstermek gerektiğini belirterek, "Biz gidersek Türkiye'de her şey kötüleşir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, İstanbul'un Türkiye'nin prototipi olduğunu, aldıkları oy itibarıyla da fevkalade başarılı bir il olarak gördüklerini söyledi.

İstanbul'daki başarının Türkiye'deki başarıyı getirdiğini ifade eden Arınç, "Hamdolsun ki başımız hiç öne eğilmedi, her seçimden büyük bir başarıyla çıktık. İstanbul'un sonucu her genel sonucu her zaman gösterdi" diye konuştu.

Bülent Arınç, 2002'den bu yana 3 milletvekili seçiminde Türkiye ortalamasının hemen hemen birkaç puan üstünde başarılar kazandıklarını, 2004-2009 ve 2014 mahalli seçimlerinde de başta İstanbul Büyükşehir olmak üzere pek çok ilçede, belediye başkanlıkları, meclis üyelikleri kazandıklarını anlattı.

İki önemli referandumda da İstanbul'un "evet" dediğini dile getiren Arınç, bu referandumlardan da başarıyla çıktıklarını kaydetti.

Referandum diyebilecekleri en önemli seçimi de 10 Ağustos'ta yaptıklarını söyleyen Arınç, "Anayasamızı 2007'de değiştirdik ve 'Artık cumhurbaşkanını halk seçecek' diye karar verdik. Bunun için 7 yıl bekledik ve seçimde, ilk turda değerli Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, 21 milyonun üzerinde oyla cumhurbaşkanı seçildi, hiçbir itiraz olmadı. Türkiye ilk seçiminde on ikiden vurdu" ifadelerini kullandı.

İstanbul'un, bütün imtihanlardan başarıyla çıktığını, her zaman çizginin yukarıya doğru olduğunu aktaran Arınç, en büyük hesapların, hilelerin, dedikoduların, saçma sapan iddiaların İstanbul için yapıldığını söyledi.

"Biz gidersek, Türkiye'de her şey kötüleşir"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, siyasetin seçimle sandıkla mümkün olduğuna, demokrasiyi güçlendiren önemli kararların hilesiz, kansız, entrikasız el değiştirmesiyle alınabildiğine işaret ederek, bunu için gösterilen yöntemin sandığa gitmek olduğunu belirtti.

Sınavlardan geçtiklerini ama işlerinin bitmediğini belirten Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdi de 2015'in hemen hemen ilk yarısında çok daha önemli ve dikkatli olmamız gereken bir seçimle karşı karşıyayız. Nedir o? 2015. İster haziranda olsun ister haziranın 3-5 gün önünde olsun. Şimdi birileri kulak kabartacaktır 'Bu adam ne diyor?' diye... Olmaz olmaz diye bir şey yok. Olmaz olmaz. Türkiye'de ihtiyaçlar olabilirse biraz önünde, birkaç arkasında bu işler yapılabilir. Dolayısıyla 2015'in Haziran ayının 20'sini hedefleyerek, bu seçimden de başarılı çıkmak zorundayız. İstikrarın devamı, AK Parti'nin dimdik iş başında olduğunu göstermek, birilerinin değirmenine su taşımamak için yapılan siyaset mühendisliği veya Türkiye üzerindeki planları bozmak için yeniden iktidar olma mecburiyetimiz var. Biz buna mahkumuz. Biz iktidar olmak zorundayız. Neden? Biz gidersek, Türkiye'de herşey kötüleşir. 12 yıl bu ülkeyi büyük bir istikrarla maddi anlamda da toplumsal barış anlamında da başarıdan başarıya götüren insanların gitmesi demek, o dönemlere, bir yılı bile geçmeyen koalisyon dönemlerine dönmesiyse buna izin vermeyeceğiz."

Geçmiş hükümetlerin maaş veremediğini, devlet yönetimini tanımadıklarını anlatan Arınç, "Gözünüzü kapatın ve şöyle bir düşünün. 3 aylığına AK Parti 'ce' diye iktidardan kaçıverse kime bırakacaksınız, kim hükümet kuracak? Bu bütçeyi kim yönetecek, dış ilişkilerimizi kim götürecek? Bulamazsınız. Keşke AK Parti'den daha iyi birileri olsaydı da 'Biz kazanamasak da bile onlar kazanır' deseydik. Bulamazsınız. Keşke bulabilseniz. Allah korusun bazen böyle bir ihtimali aklıma getiriyorum sonra afakanlar içinde uyanıyorum" diye konuştu.

"Çok büyük hata yapmazsak millet bizi destekleyecek"

AK Parti'nin bu ülkeyi yönetmeye devam etmesi gerektiğini vurgulayan Arınç, çok büyük hata yapmamaları, verdikleri sözlerden dönmemeleri halinde milletin desteğinin süreceğini anlattı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gelecek seçimlerin Türkiye'nin kader seçimi olacağını ifade ederek, 2019'da, bütün seçimlerin bir arada yapılacağını, üç sandığın yan yana konulabileceğini belirtti.

Cumhuriyetin 100. yılının kutlanacağı 2023'e ilişkin hedefleri bulunduğunu kaydeden Arınç, "Bir insanın hedefi kendi boyu kadar olmaz. Ufuklar kadar olur. Ufka bakarsınız, görebileceğiniz en son nokta sizin hedefiniz olmalı" dedi.

Katılımcılara Ömer Seyfettin'in "Kızı Elma" ve "Diyet" kitaplarını okumalarını tavsiye eden Arınç, "Hedeflerimiz; 2023. Dur artık 2023'te. Durmuyor Tayyip Erdoğan '2053' diyor. 2053'te bari dur '2071' diyor. Birisi İstanbul'un fethi o bir hedef, birisi Malazgirt o bir hedef. İnsan hedefiyle ufkuyla yaşar" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 12 yılda istikrara kavuştuğunu anlatan Arınç, kendilerinden önceki üç partili koalisyonda 38 bakanın 20'sinin "devlet bakanı" olduğunu belirterek, "Gübre fabrikasından sorumlu devlet bakanı vardı. Ziraat Bankası'ndan, Yapı Kredi'den sorumlu devlet bakanı vardı. Hepsinin kırmızı, plakası makam arabası vardı" şeklinde konuştu.

"SİYASETE İTİBAR KAZANDIRDIK"

Bugünün en önemli hastalığının unutkanlık olduğunu dile getiren Arınç, 12 sene önce siyasetin yıprandığını, milletvekillerinin rozetleriyle sokağa çıkamaz hale geldiğini, milletin siyasetten soğuduğunu söyledi. Arınç, "Biz siyaseti ayağa kaldırdık, siyasete itibar kazandırdık. Demokrasinin temeli de siyasettir. Siyasetin kalbi de Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin IMF'ye borç verme noktasına geldiğini, dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdurlara yardım ettiğini anlatan Arınç, 1,5 milyonu bulan Suriyeli sığınmacıya 3 yıldan beri 5 milyar dolar masraf eden Türkiye'nin, geçmişte olsaydı 5 kuruş para bulamayacağını anlattı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Birisi Öcalan'a 'başmüzakerecidir' diyor. Nereden bu sıfatı aldın sen? Kim kiminle neyi müzakere ediyor? Beyefendinin ağzından çıkan laf bu. Başmüzakereci, sekreterya bilmem ne. Sen haddini bil kardeşim" dedi.

Cumhuriyet'in 91. yılına girildiğini, 2002'ye kadar olan dönemde 147 santral bulunduğunu belirten Arınç, 12 senede 741 santral yaptıklarını, 2002'ye kadar 5 şehirde olan doğalgazın 72 şehirde kullanıldığını söyledi.

Arınç, 60 senede yapılanları 12 senede yaptıklarını anlattı. 2008'deki dünya ekonomik global krizinden en az etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Arınç, Avrupa'nın 17 ülkesinde hala büyümenin eksilerde olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin büyümede yüzde 4,5'tan aşağıya düşmediğini söyleyen Arınç, "Millet bize destek vermiş, biz de inanmışız, aklımızı kullanmışız, heyecanımızı kullanmışız, milletin bütün dertlerine sahip çıkmışız. Bundan dolayı elbette bizi destekleyecek, bize teşekkür edecek. Son 6-7 senede 6,5 milyon istihdam sağlamışız" ifadelerini kullandı.

Eğitim öğretimde 857 bin öğretmen olduğuna, bunun 457 bininin kendi dönemlerinde atandığına dikkati çeken Arınç, "400 bini de geçtiğimiz 60 yıl içerisinde. Ne müthiş bir şey. Türkiye'nin bütçesinin tamamını öğretmen maaşı olarak versek, 'ben bunun altından kalkamam' dersin ama şimdi 457 bin öğretmenimizi son 12 yılda göreve başlatmışız" şeklinde konuştu.

"Türkiye yaptığı işlerle 'bunlar çok oluyor' dedirtiyor"

Bülent Arınç, 12 senede 4 bin eseri ayağa kaldırdıklarını, 3,5 katrilyon harcadıklarını, 70 bin kişiye istihdam sağladıklarını dile getirerek, bunu sadece vakıflarda yaptıklarını kaydetti.

Çin'in, Rusya'nın bütün meselesinin petrol olduğunu, 2023'e kadar dünyadaki petrol tüketiminin yüzde 41 artacağını dile getiren Arınç, " Bu artış, bizim bölgelerimize yakın olan komşulardan sağlanacak. Şimdi kaya gazını konuşuyoruz Türkiye'de. Şimdi Barbaros Hayrettin Paşa'yı almışız Norveç'ten, Akdeniz'de, Karadeniz'de sismik araştırmalar yapıyoruz. Bunları yapıyoruz" diye konuştu.

Türkiye petrol araması yapıyor diye Rumların masadan kaçtığını aktaran Arınç, "Onları korkutacak, çekindirecek kadar ciddi bir şey yapıyorsak ne mutlu bize. Masadan kaçmak için bir sebep yok, otur masada konuş, Kıbrıs'ta bir beraberlik olacaksa yap. Ama biz rahatsız ediyoruz. Eskiden bir blucin reklamı vardı. 'Çok oluyoruz' diye. Türkiye yaptığı işlerle 'bunlar çok oluyor' dedirtiyor. Bunun bir de tehlikesi var tabi. 'Çok oluyorlarsa bir şeyler yapmak lazım'. Son kavgalar, kargaşalar, dışarıdan, içeriden bir sürü hesaplar, tuzaklar, çok olan Türkiye'nin önüne geçmek için. Arif olan da bu hesapları biliyor, ona karşı tedbirini alıyor" ifadelerini kullandı.

KÖYDES projelerinin, cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olduğunu, bu sayede köylerin şehirleştiğini anlatan Arınç, köylülerin eskiden su, yol, öğretmen, okul istediğini, şimdi ise doğalgaz talebinde bulunduğunu söyledi.

Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi'nin açılışına katıldığını, burada öğrencileri temsilen başörtülü Nur Banu Çakır'ın konuşma yaptığını anımsatan Arınç, "Kızımız çok güzel konuştu, sonunda dedi ki 'Bizim farklı yerlerde kampüsümüz var. Keşke bunlar birleşse, kültürel alanlarımız daha da çoğalsa, şu da olsa, bu da olsa' gibi. Ben konuşmaya başlayınca dedim ki, bak bundan 16 yıl öncesine baktığım zaman ben senin yerinde kendi kızımı görüyorum. Kızım da o yaşlarda Manisa Celal Bayar Üniversitesi Edebiyat Bölümü'nde başladı. Birinci sene sorun olmadı. Ama ikinci sene başörtüsü sorun oldu. Sonra birisi onlara dedi ki 'Başınızı şöyle değil böyle bağlarsanız bir şey olmaz'. Sonra 'şapka taksanız belki olur' dediler. Sonra 'peruk taksanız olur'. Onu da başlarından alıp yere attılar" diye konuştu.

Başında örtü olup olmayacağının kadının kendi iradesi olduğunu belirten Arınç, o dönem Türkiye'nin İran'a benzediğini kaydetti.

İran'da kısmen de olsa zorla kadınların başını örtmek zorunda olduğunu belirten Arınç, başını örtmek zorunda olmakla, başını açmak zorunda olmanın birbirinden farkı bulunmadığını ifade etti.

"Senin duygusal kırılmanın bin mislini ben yaşadım"

Çok üzüldüklerini ama dağa çıkmadıklarını, isyan etmediklerini, sabır gösterdiklerini anlatan Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ağladık. Ondan sonra iyi bir dayanışma içerisine girdik. 'Bu sorunları siyaset yoluyla çözeceğiz' dedik. 'Demokrasi her şeyin ilacı' dedik. 'Millet bu zulmün hesabını soracak' dedik. HDP'nin genel başkanı, bu 6-7 Ekim olaylarından sonra günah çıkartır gibi bazı açıklamalar yaptı ya. Sokaklarda insanlar öldü, araçlar yakıldı, şu oldu, bu oldu. Peki sorun bakalım neden oldu diyor Demirtaş? Sorduk, hadi bakalım, neden yaptınız bunu? 'Duygusal kırılmaya uğradı Kürtler' diyor. Ne olmuş duygusal kırılmaya uğramış? Kobani'yi IŞİD işgal etmiş. O bölgede zaten güvenlik yok. Bu IŞİD dediğin şey başka şehirleri de işgal etti. Gazze'de bombalar patladı, Filistin'de şunlar oldu, Telafer, Musul, Kerkük, buralarda da kanlar döküldü. O zaman duygusal kırılma olmadı mı? Kobani'ye gelince mi duygusal kırılma oldu? Siz duygusal kırılma olunca üç tane insanı pencereden atıp, başlarını taşla ezip, üzerinden araçla geçmek için fırsat mı kolladınız. Her duygusal kırılmaya uğrayan milletin ambulanslarını, polis araçlarını, sokakta insan kurşunlayacak olsa Türkiye'nin hali ne olur. Bunları söyledi şaşırdık. Senin duygusal kırılmanın bin mislini ben yaşadım ama dağa çıkmadım, isyan etmedim, elime silah almadım. Sabrettik, 'demokrasi var' dedik, 'millet iradesi var' dedik."

Siyasi hayatında parti kapatma dönemlerini yaşadığını anlatan Arınç, daha sonra 2002'de kurulan AK Parti'nin ilk seçimde tek başına iktidara geldiğini hatırlattı.

Gazete haberi delil gösterilerek 2008'de AK Parti hakkında kapatma davası açıldığını anlatan Arınç, iddianamenin büyük bölümünü başörtüsü meselesinin oluşturduğunu söyledi.

Başörtüsünden korku üretmeye çalışanların yerine demokrasinin geldiğini belirten Arınç, "Eski yok artık. Yeni Türkiye var" dedi.

Merve Kavakçı'nın başörtüsüyle ilgili TBMM'de ve daha sonra yaşadıklarını anımsatan Arınç, parlamentoda şu anda başörtülü milletvekilleri olduğunu kaydetti.

"SEN HADDİNİ BİL KARDEŞİM"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 30 yılı geçmiş terör belasını sonlandırmak için çözüm sürecini başlattıklarını vurguladı.

Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'yle yola çıktıklarını ifade eden Arınç, bu işi çözeceklerini söylediklerini, iki senedir devam ettiğini ve başarıyla sonuçlanacağını dile getirdi.

Arınç, şöyle konuştu:

"Karşımızdaki örgüt, Kandil, parti içerisinde bulunanlar, terörden beslenenler, çıkar sağlayanlar değil. Bazı kurumların içerisinde de bu iş olmasın diye ayağını geri geri atanlar, iş bozmaya kalkanlar, umutsuzluk aşılayanlar, hepsi var. Bu sokaklarda olanlar sadece bunun bir parçası. Bunların hepsi Türkiye'yi karıştırmak ve çözüm sürecine son vermek için yapılıyor. Şu noktada rahat olun. 'Çözüm süreci madem ki vardır, hedefe ulaşmak zorundadır, bu olan bitenleri görmeyeceksiniz'. Hayır, böyle bir şey yok. Çözüm süreci siyasi bir süreçtir. Onu biz yürütmeye gayret ediyoruz. Ama Türkiye'de terörün bitmesi, terörün sonlanması, bu olayların artık asayişsizlik noktasına gelmesi ayrı bir konudur. Kamu düzenini bozacak hiçbir şeye müsaade etmeyeceğiz. Çözüm süreci de kendi içinde devam edecek. Biz bunu akıllı bir biçimde yürütüyoruz."

Sürecin inkıtaya uğramasını isteyenlerin dışarıda açıklamalar yaptığını kaydeden Arınç, "Birisi Öcalan'a, 'başmüzakerecidir' diyor. Nereden bu sıfatı aldın sen? Kim kiminle neyi müzakere ediyor? Beyefendinin ağzından çıkan laf bu. Başmüzakereci, sekreterya bilmem ne. Sen haddini bil kardeşim. Sen oraya gidip geliyorsun, oradaki insanla konuşuyorsun, sonra onlar alınıyor, değerlendiriliyor ve belli bir şeyler yapılıyor. Sen burada kendini hangi rolde görüyorsun? Sen Öcalan'ın karşısında hangi konumdasın? Kandil'deki insanlarla senin arandaki nasıl bir ilişki? Kim başmüzakereci ya? Konuştuklarını bilsene. Ne amaçla bunları yapıyorsun? Hükümeti zor durumda bırakmak için bundan daha iyi provokasyon olabilir mi? Bütün bunları bilerek yola çıktık ve Allah'ın izniyle çözüm sürecinde Türkiye, yılların en kronik meselesi olan terör işini çözecek ve ondan sonra uçuşa geçecek" ifadelerini kullandı.

Temmuz ayında çıkardıkları kanunun yasal bir çerçeve olduğunu, o yasal çerçevede ne varsa onu yapacaklarını belirten Arınç, "Gittiğiniz insanın karşısındaki konumunuza bakın. Hükümetle olan ilişkilerinize bakın ve yaptığınız pek çok hatalara rağmen sizin siyasi bir seçilmişliğiniz var. Sizinle ilişkilerimizi devam ettirmek istiyoruz ama kesinlikle bu süreci engelleyecek hiçbir konuşmanıza ve davranışa da rızamız yoktur" şeklinde konuştu. 

Sıradaki Haber
"Bu iş muhalefete kalırsa kara güne kaldık demektir"
Yükleniyor lütfen bekleyiniz