Az Bulutlu 17.3ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
23.06.2018 14:38

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yarın akşam çıkacak sonuç, Mart 2019'un işaret fişeğidir

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarın akşam sandıktan çıkacak sonucun Mart 2019’un işaret fişeği olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yarın akşam çıkacak sonuç, Mart 2019'un işaret fişeğidir

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul Avcılar mitinginde konuştu.

Erdoğan konuşmasında, yeni sistemle Türkiye'nin bürokratik oligarşiden kurtarılacağını söyledi.

Dünyada en gelişmiş ülkeler, Amerika, Rusya neyse Türkiye'nin de artık oralara doğru tırmanacağını belirten Erdoğan, "İlk 10'un içerisine gireceğiz. Bunun için sistem değişikliği yapmak lazım. Bu sistem için de adımları atıyoruz. Bay Muharrem'de korku bacayı sardı. Ne diyor? 'Okulların bahçesinde sandalyelere oturun, icabında yatakları oraya serin. Ben de YSK'nin önüne gideceğim.' diyor. Ne gerek var. Oyunu kullan, ondan sonra da bey bey televizyonun karşısında izle. Ama maalesef şu anda o durumda değil." diye konuştu.

 


 

“Senin yüreğin varsa şehre gel”

Daha önce doğuda, güneydoğuda muhtarların tehdit edildiğini, "Bu köyden HDP'nin dışında bir yere oy çıkarsa yakarız, yıkarız." dediklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi yine başladılar. Şimdi telefonla bizim partili ilçe başkanlarımızı arıyorlar ve onları tehdit ediyorlar, 'Kaybolacaksınız.' diyorlar. Suruç'ta, öldürülen İbrahim Yıldız kardeşimizin ağabeyi sebebiyle aileyi tehdit ediyorlar. Tehdit eden kim?

Kandil'deki o Karayılan mıdır ne yılansa o tehdit ediyor. Senin yüreğin varsa şehre gel. Dağın tepesinde ne işin var, gel şehre, in, niye inmiyorsun? Çünkü bunlar korkak korkak... Korkaklar zafer anıtı dikemez. Eğer parlamento diyorsan, sen de gel parlamentoya. Ama nasıl gelsin? Selo neyse, onlar da o. Çıkmış meydanda olanlar ne diyor? 'Erdoğan Selo'ya terörist.' diyor?

Benim 7 Haziran'da 53 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan bu değil mi? Kürt kardeşlerimiz meydanlara döken bu değil mi? Meydanlara döktü, 53 Kürt kardeşimi Diyarbakır'da bunlar öldürdü. 15-16 yaşındaki Yasin Börü'yü et dağıtırken bunlar öldürdü.

Kürt değil miydi onlar da Kürt'tü. Niye öldürdüler? Çünkü onlar inanmıyor, onlar gibi yaşamıyorlardı, ideolojileri uymuyordu. Biz, Türk, Kürk, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Boşnak, Arnavut, böyle bir ayrım yaptık mı? Yapamayız. Biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik."

“Bunlar bu parlamentoyu karıştırdılar, bu parlamentoyu böldüler”

Erdoğan, vatandaşlara, "HDP üzerinde kardeşlerimin hassasiyetini bekliyorum. Bunlara oy verme noktasında olan kardeşlerime lütfen uyarınızı tatlı dille yapın. Böyle bir yanlışa girmesinler. Bunlar bu parlamentoyu karıştırdılar, bu parlamentoyu böldüler. Bunlar Kürtçülük yaparak böldüler. Biz ne Türkçülük yaparız ne Kürtçülük yaparız ne Lazcılık ne Arnavutçuluk ne Boşnakçılık ne şu, ne bu... 81 milyon biz kardeşiz. Bizim buna ihtiyacımız var." şeklinde seslendi.

"Yarın akşam çıkacak sonuç, Mart 2019'un işaret fişeğidir"

Yola çıkarken "eğitim", "sağlık", "adalet" ve "emniyet" sütunları olduğunu ve bunlar üzerine ulaşım, enerji, kültür, turizm, dış politika, tarımı eklediklerini anlatan Erdoğan, "Şimdi sıraların üzerinde kitaplarımız var, para alınmıyor. Bunları biz getirmedik mi? Çıkıyor Bay Muharrem 'Ben fizik öğretmeniyim.' diyor. E ne olacak? Fizik öğretmeni olman yavrularıma bu kitapları kazandırmanı sağlamıyor ki. Sen bir defa dershane işlettin 10 tane öğretmenin SSK primini bile ödemedin. Fizik öğretmeni olmak başka bir şey, ülke yönetmek başka bir şey. Ülke yönetmek güçlü lider olmayı gerektirir. Bir dükkanınız olsa bunu bir çırağa teslim eder misiniz? Bunlar çırak bile değil." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'a büyükşehir belediye başkanlığı yaptığını, hava kirliliğini, susuzluğu giderdiğini anlattı.

"Mart 2019'da belediyeyi almaya hazır mısınız?" diye soran Erdoğan, "Yarın akşam çıkacak sonuç, Mart 2019'un işaret fişeğidir." dedi.

 


 

"Amerika'nın Cleveland'ı varsa bizim de şehir hastanemiz var"

Türkiye'de üniversitesi olmayan il kalmadığını vurgulayan Erdoğan, "75 üniversite vardı şimdi 205 üniversite var. Bunları biz yaptık. Hala yapıyoruz. Niye? Biz şimdi üniversiteyi Türkiye'nin dört bir yanına taşıdık. Öğrenciyi üniversiteye çekmiyoruz, üniversiteyi öğrencinin ayağına götürüyoruz. Bunu başardık. Peki bunların, Bay Muharrem'in, Bay Kemal'in bunların böyle bir şeyi var mı? Yok. Böyle bir derdi de yok. İşte onun için yarın akşam durmak yok, yola devam." ifadelerini kullandı.

“Şehir hastaneleri tüm vilayetlerde olacak”

Sağlıkta ideal adımlar atıldığını dile getiren Erdoğan, "Sağlıkta durum nasıl?", "Memnun musunuz?", "İstediğiniz hastaneye gidebiliyor musunuz?" diye sordu. "Evet" cevabını alan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi size bambaşka bir hastane yapıyoruz. Neresi? Olimpiyat Stadı'nın yanında şehir hastanesini yapıyoruz, 3 bin 300 yataklı. Bu ne biliyor musunuz? Amerika'nın Cleveland'ı varsa bizim de burada şehir hastanemiz var. Bir kapıdan gireceksin öbür kapıdan inşallah çıkacaksınız. Öyle dışarıda sedyelerin üzerinde taşınmak diye bir şey yok.

Bay Kemal, SSK Genel Müdürüyken hastanelerin ne halde olduğunu biliyorsunuz değil mi? Bunlar hangi yüzle geliyorlar da benim vatandaşımdan oy istiyorlar. Batırdılar bunlar.

Hastanelerde hijyen diye bir şey yoktu. Sağlam girsen hasta çıkarsın, bu durumdaydı ama şimdi benim vatandaşım istediği hastaneye gidiyor. Bu şehir hastaneleri tüm vilayetlerde olacak. İstanbul'umuz da da 2 tane. Bir bu yakada bir de Anadolu Yakası'nda."

“Biz vatandaşımızı seviyoruz”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun döneminde ilacın tam olarak hastanelerden alınamadığını kaydeden Erdoğan, "Doktor 5 tane ilaç yazar üçünü alamazsın, ikisini alırsın ama şimdi istediğin eczaneye git ilacını alıyorsun. Niye? Biz dertliyiz. Biz vatandaşımızı seviyoruz. Biz 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi' dedik yola çıktık." diye konuştu.

Avcılar'daki kalabalığa dikkati çeken Erdoğan, "Maşallah, uçsuz bucaksız bugün Avcılar. Buraya bakıyorum yine öyle. Şu güzelliğe bak." ifadelerini kullandı.

Batı Trakya

Batı Trakya'da yaşanan sorunlara da değinen Erdoğan, "Batı Trakya'da bakıyorsunuz Yunanistan yönetimi rahatsız. Niye rahatsız? Türkiye'nin kalkınmasından rahatsız. Biz oradaki vatandaşlarımızın hukukundan da sorumluyuz. Onun üzerinde de duruyorum. Gittim, ziyaretimi yaptım. Oradaki kardeşlerime gittim. Onları gezdim, onlarla bir arada oldum. Niye? Onların da derdi bizim derdimiz. İnşallah daha iyi olacak." dedi.

"Bugün birlik günü, beraberlik günü" ifadelerini kullanan Erdoğan, iki ilçede daha miting yapacağını hatırlattı. TRT ve A Haber'de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi'ne ilişkin programlarda hemen her şeyi anlattıklarını ifade etti.

"Nasıl buldunuz?" diye soran Erdoğan, "Özgürlükler bizimiz sorunumuz, demokrasi bizim sorunumuz. Kardeşlerim, demokrasi namusumuzdur, sandık namusumuzdur. Buradan taviz yok. San görevlisi kardeşlerim sandıklarına sahip çıksın." şeklinde konuştu.

Rabia işareti yapan Erdoğan, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet", "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız." söylemini yineledi.

“'Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kardeşlerim ne olur, sandıklara gitmeyeni bırakmayın. Ben CHP'li kardeşlerime de sesleniyorum, Saadetlilere sesleniyorum, İYİ Partiliye de sesleniyorum, HDP'liye de sesleniyorum. Onları da ikna etmeye gayret edin. Olurlar veya olmazlar önemli değil. Yaptıklarımızı söyleyin günah bizden gitsin. Tamam... Unutmayın, 'Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri'.

25 havalimanı vardı 59 havalimanı var. İşte buyurun, İstanbul'a üçüncü havalimanını yaptık mı? 29 Ekim'de açıyor muyuz? Elhamdülillah. Bu dünyada ilklerden... 90 milyon yolcu kapasitesiyle başlıyor. 2023'te 150 milyon yolcu kapasitesine çıkacak. Güzel değil mi? Öyleyse ha gayret. Durmak yok, yola devam. Ben sizleri Allah için seviyorum. Kardeşliğimizi asla bozmayalım. Allah'a emanet olun."

CUMHURBAŞKAN BEYLİKDÜZÜ'NDE

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul Beylikdüzü mitinginde halka seslendi.

Erdoğan, seçimlere saatler kaldığını belirterek, seçmenlerden yarın tüm yakınlarını alıp sandığa götürmelerini istedi.

Vatandaşlara rehavete kapılmamaları gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Ya nasıl olsa bu işi bitirdik... Çünkü Bay Muharrem tutuştu. Ne diyor? 'Okulların bahçesinde sandalyelerin üzerine yatıp ona göre orayı kontrole alın. Ben de zaten YSK'nın önünde yatacağım, ben de orada gereğini yapacağım' diyor. Çok uykusuz kalmış. Bay Muharrem, Bay Kemal size bir şey söyleyeyim; her şeyden önce Türkiye bir hukuk devletidir. Bugüne kadar, 15-16 yıldır bir sakat seçim yaptırmadık, güneydoğuda terör bölgesi hariç. Terör bölgesinde de bu seçimde bütün önlemleri aldık. Teröristlerin sandıklara tehdidinde tepelerine tepelerine bineceğiz." diye konuştu.

Erdoğan, vatandaşların demokratik hakkını engellemeye çalışanlara asla müsaade etmeyeceklerini vurgulayarak, gereğini yapacaklarının altını çizdi.

"Sandık namustur"

Sandığın "namus" olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demokrasi, namustur. Bunu asla unutmayacağız. Onun için de yarın sabahtan itibaren sandıklara sahip olacağız. Sandıklarda taviz yok. İnşallah sandıklarda sayımlar bitene kadar oralardan sandık tutanaklarını alana kadar görevli arkadaşlarımız oradan ayrılmayacak. Gerek kadın kollarımız, gerek gençler, ana kademe buna çok dikkat edeceğiz.

Anadolu'da ahbabı, kim varsa bunları da telefonla arayacak mıyız? Onlara da gerekenleri söyleyecek miyiz? Benden duyduklarınızı onlara da iletin. Biz sizinle beraber bu yola çıktık. Ne dedik, 'Uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece' Gidecek miyiz gündüz gece?"

“580 bin öğretmen ataması yaptık”

Erdoğan, 4 temel unsur üzerinde Türkiye'yi kalkındıracaklarının altını çizerek, bunların eğitim, sağlık, adalet ve emniyet alanları olduğunu söyledi.

Bunların üzerine ulaşımı, enerjiyi, turizmi, tarımı ve dış politikayı bindireceklerini aktaran Erdoğan, " Beşer planında hiçbir kulun önünde eğilmedik, biz sadece ve sadece Allah'ın huzurunda rükuda ve secdede eğildik. Hiç endişe etmeyin." ifadelerini kullandı.

Eğitimde atılan atılımlara dikkati çeken Erdoğan, mitingin ön sıralarında yer alan çocuklara sınıf mevcudunu sordu. Türkiye ortalamasının 32 olduğunu aktaran Erdoğan, "Şu anda biz 280 bin derslik yaptık. 580 bin öğretmen ataması yaptık. İş buradan kaynaklanıyor." dedi.

“Abilerimizden o teksir notlarını bile satın alamıyorduk”

Kendisinin 75 kişilik sınıfta okuduğunu, geçmişte Anadolu'da 100 kişinin üzerinde sınıfların bulunduğunu kaydeden Erdoğan, hedeflerinin 30'un altında bir rakam olduğunu söyledi.

Erdoğan miting alanındaki annelere seslenerek, "Kitaplarımızı sıraların üzerinde buluyor muyuz, ücretsiz olarak kitaplarımızı alıyor muyuz?" diye sordu. "Evet" cevabı alan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Peki hatırlayın bir zamanlar kırtasiyeci dükkanından paramızla bile kitap alabiliyor muyduk? 1 hafta 10 gün sıra bekliyorduk, bu çileleri çektik. Ben teksir kağıdıyla yani saman kağıtla öğrenim yaptım. Abilerimizden o teksir notlarını bile satın alamıyorduk.

Böyle okuduk. Aynı jenerasyonda olanlar bunu iyi bilir. Ama biz bu çileyi çektiğimiz için artık yavrularımız bu çileyi çekmesin istedik. Onun için kuşe kağıtla kitaplarımızı bastırdık. Okullar açılırken sıralarınızın üzerinde kitaplarınızı buluyor musunuz? Bütün bunlarla beraber artık annelerin çilesi bitti mi?

Attığımız bu adımla şimdi nitelik önemli ve bol öğretmen şu anda yetiştiriyoruz. 580 bin atadık 20 bin de şimdi atıyoruz. Ama ben Bay Kemal gibi de palavra atmıyorum. O 'Ne kadar varsa alacağız' diyor. Ya neyi alıyorsun, çuval mı bu dolduruyorsun? İhtiyaç varsa alacaksın. Bu adımları atarken hedefimiz nitelik. Şimdi bunun adımını atıyoruz.

Eğitimde bundan 16 yıl önce burs ne veriliyordu? 45 liracık. Onu hatırlayanlarınız yoktur tabii. Ama şimdi ne veriyoruz? 470 lira burs veriyoruz. Master öğrencilerine 940 lira veriyoruz, doktora öğrencilerine asgari ücret veriyoruz. Bunu biz yaptık. Diyor ki '16 senede ne yaptı?' Eline diline dursun ya. Marmaray'ı da mı görmedin?

Avrasya'yı da mı görmedin? Yavuz Sultan Selim'i de mi görmedin? Osmangazi'yi mi de görmedin? 280 bin dersliği mi görmedin? Ya sana ne anlatayım. Şehir hastanelerini mi görmedin? Şimdi burada yanı başınızda yapıyoruz değil mi? 3 bin 300 yatak kapasiteli şehir hastanesi yanı başınızda yapılıyor."

"Şehir hastaneleri ile Türkiye'nin sağlıktaki çıtası çok yükselecek"

Sağlık konusunda Beylikdüzü'nün bir sorun yaşamayacağını kaydeden Erdoğan, "Şimdi burada Amerika'nın Cleveland'ı varsa bizim de İkitelli'de şehir hastanemiz var. Diyor ki 'Nereden çıktı bu şehir hastanesi ya?' Adaylardan bir tanesi bunu diyor. Üstelik bir de hanımefendi. 'Şehir hastanesi buna ne gerek var' diyor. 'Buna verilecek parayla şu kadar köprü yapılırmış.' Bu ihtiyaç değil mi? Sağlıktan daha önemli bir şey olabilir mi? Kanuni ne diyor, 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Yani devlet-i aliyyeyi koy bir kenara, bir sağlık bir nefes yeter bize diyor, bu kadar önemli bu iş. Ama bu hanımefendi bunu daha iyi anlaması gerektiği halde anlamıyor. Niye? Cehalet çok kötü bir şey. Yanında da bazı profesörler var çıkmış onlara da bunu anlatıyor, vay zavallı vay. Senin profesör olman bu işi bilmen anlamına gelmez. Dertli olmak lazım, dertli. Biz dertliyiz dertli. Biz milletimize sevdalıyız sevdalı. Bu çile çekenleri iyi biliriz ve onun için de en ideal olan neyse bunları yapacağız dedik. Şehir hastaneleri benim ta belediye başkanlığı dönemimin aşkıdır. O zamanda kararını verdik ve elhamdülillah adımı attık." ifadelerini kullandı.

Şu anda 5 şehir hastanesini bitirdiklerini anlatan Erdoğan, "İstanbul'a da 2 dev şehir hastanesi yapıyoruz. Bunlarla beraber Türkiye'nin sağlıktaki çıtası çok yükselecek." dedi.

Erdoğan, üniversitesi olmayan il kalmadığını, üniversite sayısını 75'ten 205'e çıkardıklarını anlatarak, kendi döneminde 10 öğrenciden bir kişinin üniversiteye girebildiğini, şimdi ise 10'unun girme şansı bulduğunu söyledi.

“Yarın sandıkta bunlara bir Osmanlı tokadı atmaya var mıyız?”

Üniversiteyi öğrencilerin ayağına götürdüklerini vurgulayan Erdoğan, "Çıkmış diyor ki Bay Muharrem, 'Ben fizik öğretmeniyim.' Ne olur? Sen bir dershaneyi işletemedin. 10 öğretmenin SSK primini ödemedin ya. Sonra devletin memuruna, işte sosyal medyaya da düştü biliyorsunuz, ne o hakaretler, ne o küfürler. Ya bu adamdan cumhurbaşkanı adayı nasıl olmuş ya. Hale bak. Az zamanımız kaldı. Yarın sandıkta bunlara bir Osmanlı tokadı atmaya var mıyız? Durmak yok yola devam." diye konuştu.

“Adalet ve emniyette kararlı bir şekilde yürüyoruz”

Türkiye'nin artık uluslararası gündeme oturan bir ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sağlıkta inşallah bu hastanelerle beraber artık ilacını rahatlıkla buluyor musun, istediğin eczaneden alıyor musun, her hastaneye gitme şansın var mı? Sadece SGK'yla anlaşması olmayanlar hariç bütün özel hastanelere gitme şansı var. Eskiden rehin alınıyordu, şimdi böyle bir durum var mı? Böyle bir hastane olduğu zaman karşısında beni bulur.

Bunlar CHP döneminin şeyleri. Bir de buradan Bay Kemal'e, Bay Muharrem'e bir şey söyleyeceğim; sizin döneminiz CHP iktidarında, hatırlayın 50 öncesini söylüyorum, bunlar açık oy, gizli tasnif yaparlardı. Ne demek bu yani oyu gideceksin CHP'ye vereceksin, sayımını kim yapacak? CHP'nin oradaki görevlileri.

Bunların döneminde vali CHP'li, bunları biliyor musunuz? Aynı şekilde bakıyorsun yine CHP'nin görevlileri vali olduğu gibi bu tür şeyleri de idare eder durumdaydı. Sağlıktaki kararlılığımızı geleceğe aynen taşıyacağız. Adalet ve emniyette kararlı bir şekilde yürüyoruz."

"Kötü komşu bizleri ev sahibi yaptı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaşımda Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre yol yapılırken, 15 senede 20 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını belirterek, aralarındaki farkın bu olduğunu söyledi.

Yüksek hızlı trenlerin yapımına devam edildiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ama adaylardan bir tanesi çıkmış 'Sivas'a ne gerek var yüksek hızlı trene. Bu göçü hızlandırır.' diyor. Rahmetli Erbakan hoca, bunları yanlarında tutmazdı. Bunların CHP zihniyetinden ne farkı var? Rahmetli Nuri Demirağ, Türk uçağını yapıyor, milli uçak ve CHP o fabrikayı kapattı ve o fabrikayı gaz ocağı fabrikası yaptılar. Bunların onlardan bir farkı var mı? Yok.

Biz şimdi yerli ve milli bir otomobil diyoruz. Hepsi karşımıza dikiliyor. Bay Muharrem Almanya'da BMW'yi gezmiş. Ya BMW'yi gezeceğine gel Türkiye'deki bizim fabrikaları gez. Bizim İHA fabrikasını gez, bizim SİHA fabrikamızı gez, bizim Akıncı fabrikamızı gez. Bak burada yerli, milli uçaklar nasıl üretiliyor gör. Biz Afrin'de teröristleri böyle vurmadık mı?

Kandil'i böyle vurmadık mı? Ben Amerika'dan insansız hava aracı istedim, vermediler. Dediler ki, 'Kongre müsaade etmiyor.' Obama'dan istedim vermediler. Hep laf. Fakat Allah'a hamdolsun, kötü komşu bizleri ev sahibi yaptı. Şimdi biz kendimiz üretiyoruz.

Şimdi daha da ileri gidiyoruz. Bu Akıncı muhteşem bir insansız hava aracı, 4,5 ton ağırlığında 1,5 ton bomba kullanıyor. Şu anda dünyada sıkletinde en ileri olanlardan. Daha iyi olacağız."

“Şimdi dev bir üçüncü havalimanıyla dünyaya bir sinyal veriyoruz”

Erdoğan, 25 olan havalimanı sayısını 59'a çıkardıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Diyor ki 'Böyle havalimanlarına ne ihtiyaç var?' Kültürde, turizmde yabancılar bu ülkeye geleceği zaman kağnıyla mı gelecek? Çıkmış Bay Kemal 'Sabiha Gökçen'e ne ihtiyaç var?' Ne demek o? 'Yolcusu olmayan yere havalimanı yapılır mı?' diyor. Kaldı ki, bunu biz yapmadık sağolsun bizden öncekiler yaptı. Ama onlar işletemedi, biz başardık bu işi, iyi işlettik. Şu anda Sabiha Gökçen yetmiyor ve buraya yeni bir pist ilave ettik.

Yeni bir terminal yaptık. Bunun yanında ayrıca dev apronlar yaptık. Üçüncü havalimanını niye yaptık? Sabiha Gökçen de yetmediği için yaptık. Şimdi dev bir üçüncü havalimanıyla dünyaya bir sinyal veriyoruz. Bak geliyoruz. Bunun 29 Ekim'deki yolcu kapasitesi 90 milyon, 2023'te 150 milyon yolcu kapasitesine çıkacağız. Atatürk Havalimanı'nı ne yapıyoruz? Atatürk Havalimanı'nı da bu işletme açıldıktan sonra Millet Bahçesi yapıyoruz."

"İstiyoruz ki, şimdi önümüzde 2019'un Mart'ı var. Ne demek istiyorum? Hazır mıyız?" diyen Erdoğan, yarın buradan çıkacak oyun Mart 2019'daki yerel seçimin sinyali olduğunu söyledi.

"Güçlü lider olmak öyle rastgele bir iş değil"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, temel hak ve özgürlükler, inanç ve düşünce özgürlüğünde eşleri olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu CHP diyor ki, 'Başörtüsü sorununu ben çözdüm.' Kim, Bay Kemal. İnandınız mı? Elhamdülillah sayemizde bunu da söylemek zorunda kaldılar. 'Siz 411 el kaosa kalktı.' diye başlıklar atıldığında Anayasa Mahkemesi'ne Bay Kemal sen imza atmadın mı, Bay Muharrem senin imzan yok muydu orada? Niye yalan söylüyorsunuz, dürüst olun ya...

Sizi biz adım adım kovalıyoruz. İmam hatip okullarını onlar açmış. Ya imam hatip okullarının lüks olduğunu söyleyen sensin Bay Muharrem. Ben bir imam hatipliyim, sen bunu bize nasıl öğretirsin ya.

Sizin biz ne olduğunuzu biliyoruz. 'Ben imam hatiplerde öğretmenlik yaptım.' diyor. Ne olacak yani öğretmenlik yaptıysan. Senin gibileri bize de öğretmenlik yaptılar, biz onları da biliyoruz. Ne tipler geldi, neler geldi, geçti. Bunların hepsini tanıdık biliriz.

Biz nereye bakalım? Öyle bir cumhurbaşkanı inşallah seçiyoruz ki, dikkat edelim cumhurbaşkanlığı tecrübe ister, cumhurbaşkanlığı uluslararası camiada bir tanınmışlık ister. Şimdi bu kardeşinizin BM Genel Kurulu'nda eğer ilk iki, ilk üç tecrübesi olan varsa, bir tanesi bu kardeşiniz. En tecrübeli olan Rusya Cumhurbaşkanı, benden biraz daha kıdemlidir, Sayın Putin'dir, diğeri de benim.

Başbakanlığım, cumhurbaşkanlığım ve bu tecrübenin bize neler kazandıracağını herhalde biliyorsunuz. Güçlü lider olmak öyle rastgele bir iş değil. Biz şu anda bu güçlü, büyük Türkiye'ye inşallah bugüne kadar olan tecrübemizle, Başbakanlık tecrübemiz, Cumhurbaşkanlığı tecrübemiz...

Tabii bir de siz bu evladınızı, kardeşinizi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan da tanıyorsunuz. Çöpleri biz kaldırdık mı, hava kirliliğini giderdik mi, susuzluğu giderdik mi? Peki ben kimden aldım İstanbul'u? CHP'den aldım. CHP demek susuzluktur, CHP hava kirliliğidir, CHP çöplüktür. Yarın buna gereken cevabı vermeye hazır mıyız?

Osmanlı tokadına hazır mıyız? Demokratik bir tokadı inşallah sandıklarda benim kardeşlerim, vatandaşım verecek ama asla rehavet yok, gevşeme yok. Büyün yakınlarımızı alacağız, sandığa götüreceğiz."

Kaynak: AA

Sıradaki Haber
Kalın: Gazetecilik değil, siyasi aktivistlik yapıyorlar
Yükleniyor lütfen bekleyiniz