Çok Bulutlu 17.6ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
10.02.2019 13:02

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul AKM bir zafer anıtı olacaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul Atatürk Kültür Merkezi, milletin değerleriyle, inancıyla, kültürüyle kavgalı, jakoben zihniyete karşı dikilmiş bir zafer anıtı olacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul AKM bir zafer anıtı olacaktır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Meydanı'nda Atatürk Kültür Merkezi Temel Atma Töreni'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

Değerli misafirler, kültür ve sanat dünyamızın kıymetli temsilcileri sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum. Bugün ülkemizin sanat ve kültür hayatında çığır açacak gerçekten önemli bir adımı hep birlikte atıyoruz. 6 Kasım 2017 tarihinde tanıtım projesini gerçekleştirdiğimiz İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin hayata geçmesi yönünde yeni bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Temelini atmakta olduğumuz Atatürk Kültür Merkezi 95 bin 600 metrekare kapalı alana sahip 5 ayrı bloktan oluşuyor. Bina içerisinde 2 bin 73 kişilik dünya standartlarının üzerinde bir opera salonu, 828 kişilik bir tiyatro salonu ve bunlara ait sahne kulis odaları fuayi alanları yer alıyor. Ayrıca projede atölye ve depo alanları, bale çalışma salonları, solist ve orkestra çalışma odaları, kayıt stüdyosu ve prova salonları, sanat galerileri, sergi salonları, millet kıraathaneleri de yer alıyor. Bunun yanında toplantı odaları, idari ofisler, restoranlar, kapalı otopark ile bu proje her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde hazırlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul AKM bir zafer anıtı olacaktır

Hem mimari hem estetik hem de kullanım bakımından göz dolduran bu eserin şehrimizin kültür ve sanat faaliyetlerini daha da zenginleştireceğine inanıyorum. Toplam yatırım bedeli 860 milyon lira olan Atatürk Kültür Merkezi projesinin İstanbul'umuz ve tüm Türkiye için hayırlı olmasını diliyorum.

Bakanlığımızdan Toplu Konut İdaremize, Belediyemizden mimarlarımıza işçilerimize kadar bu projenin gerçekleşmesinde katkısı olan tüm kurum ve kuruluşlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum. İnşallah yoğun bir mesai ile çalışacak ve İstanbul Kültür Merkezi'ni 2 yıl gibi kısa bir süre içerisinde tamamlayarak sanatçılarımızın ve sanatseverlerin hizmetine sunacağız. Böylece tarih, medeniyet ve kültür başkenti İstanbulumuzun şanına yakışır muhteşem bir eseri şehrimize kazandırmış olacağız.

"Sokakları karıştırarak projeyi sabote etmeye çalıştılar"

Sizlerin de yakından takip ettiği gibi, bu projeyi temel atma aşamasına getirmek için çok büyük mücadeleler verdik. Eski binayı kendi marjinal ideolojilerinin sembolü olarak gören kimi çevreler daha ilk günden itibaren bütün enerjilerini projemizi engellemek için harcadılar. Türlü ithamlarla, akla, mantığa ve vicdana sığmayan iftiralarla bunlar yeterli olmayınca da sokakları karıştırarak projeyi sabote etmeye çalıştılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul AKM bir zafer anıtı olacaktır

2007'de başlayan iftira kampanyası süresince Atatürk Kültür Merkezi'nin yerine AVM yapacağımız, cami yapacağımız, ismini değiştireceğimiz gibi olmadık yalanlara başvurdular. Aynısını Harbiye Kongre Merkezi'ni yaparken de yaptılar. Oradaki tiyatroyu ortadan kaldıracağımızı, tiyatro salonunu kaldırıp, kongre merkezinin yerinde hiçbir şey yapılmayacağını, bunları söylediler. Ne oldu? Biz orada daha büyük bir tiyatro salonunu yaptık. Onun yanında 3 bin kişilik yerin altında dev bir kongre merkezini inşa ettik. Adeta o da bir opera. Bunu inşa ettik ve o gündür bugündür sadece ülkemize değil, tüm dünyaya orası hitap ediyor.


 

"Eski bina depreme dayanıklılık bakımından gecekondudan farksızdı"

2007 yılından itibaren farklı kurumların yaptığı incelemeler eski binanın artık kullanamaz olduğunu açıkça ortaya koymuştu. Hele hele depremden sonra burası dayanılmaz durumdaydı. Yine aynı raporlar eski binanın depreme dayanıklılık bakımından bir gecekondudan hiçbir farkını olmadığını da göstermişti. Daha da ötesi eski bina bugün 15 milyonu aşan nüfusu her yıl 13 milyonu bulan yabancı turist sayısı sanata ve sanat eserlerine olan giderek artan talebi ile İstanbul'un beklentilerine artık cevap veremiyordu. Eski binanın tamiri ve güçlendirilmesi amacıyla İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından hazırlanan proje de yine bu çevrelerce dava konusu yapılarak engellendi.

"Bu çevreler üzüm yemenin değil bağcının dövmenin peşindeydi"

Neler çektik, işleri güçleri hep engellemek... aynı zihniyet... Yani bir dikili ağaçları yok. Bari kenardan seyret ne yapılıyor gör. Ne bilimsel veriler, ne raporlar ne de diğer gerçekler yegane gıdası istismar olan provokasyon olan malum çevreleri ikna etmeye yetmedi. Çünkü eski yapının yıkılıp daha güzel daha modern daha ferah bir bina inşasına karşı çıkanlar kültür sanat hassasiyeti ile değil ideolojik bağnazlık ile hareket ediyordu. Ecdadın deyimi ile bu çevreler üzüm yemenin değil bağcının dövmenin peşindeydi. Bu niyetlerini de hemen her fırsatta ifşa etmekten çekinmediler.

"Biz ne Gezi vandallığı döneminde ne de sonrasında bunların tehditlerine boyun eğmedik"

Bu sözde sanatseverlerin Gezi olaylarında neler yaptıklarını, milletimizi nasıl aşağıladıklarını terör örgütlerinin paçavralarıyla buradaki eski binayı nasıl kirlettiklerini hepimiz çok iyi biliyoruz. Çok iyi hatırlıyoruz. Güya Atatürk Kültür Merkezi hassasiyeti ile hareket edenler Gezi'de Atatürk Kültür Merkezi'ni demokrasimize saldırmanın esnafımızın malını yağmalamanın, sokaklarımızı yakıp yıkmanın aracı haline getirdiler. İstiklal Caddesi'nde yaşadık bunları. Atatürk Kültür Merkezi'nin tüm cephelerinde yaşadık. Ne yapacaktık? Seyir mi edecektik oraya her türlü teröristlerin resimlerini astılar. Günlerce sokaklarda terör estirirken her köşe başında bir şehit mezarı bulunan bu kutlu şehrin duvarlarına zulüm 1453'te başladı diye yazarken de buradaki eski metruk binayı bahane olarak kullandılar. Biz ne Gezi vandallığı döneminde ne de sonrasında bunların tehditlerine boyun eğmedik. Zihen ve ruhen bu topraklarla tüm bağlarını koparmış sokak teröristlerine rağmen ülkemize ve İstanbul'umuza yakışan bir eser kazandırmak aşkıyla biz yolumuza devam ettik, durmadık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul AKM bir zafer anıtı olacaktır

"İstanbul Atatürk Kültür Merkezi bir zafer anıtı olacaktır"

Az önce ekranda izlediniz, animasyon olarak nasıl bir esere kavuşacağız. Hele bitince daha başka olacak. Gerçekten defalarca ben bunun animasyonunu izledim. Projeyi arkadaşlar, anlattılar, dinledik ve bu günlere hazırladık ama kararlı hazırladık. Şimdi de yüklenici firmayla beraber kararlı bir şekilde 2 yılda inşallah burayı bitireceğiz.

Temelini atacağımız bina sadece bir kültür merkezi değildir. Bu eser aynı zamanda son 5 yıldır milli iradeye kasteden, vatan, millet düşmanlarına verilmiş en güzel cevap olacaktır. İstanbul kendini bu projede bulacak. İstanbul kendini bu projede adeta millet kıraathanesi ile bulacak herşeyi ile bulacak. Türkiye'yi karanlığa mahkum etmeye çalışanlara karşı ülkemizi aydınlık yarınlara kavuşturma idealimizin sembolü bir eser inşa ediyoruz. Hepsinden önemlisi İstanbul Atatürk Kültür Merkezi, milletin değerleri ile inancı ile insanımızın tarihi ve kültürü ile kavgalı, jakoben zihniyete karşı dikilmiş bir zafer anıtı olacaktır.

Tamamlandığında bu eser sadece İstanbul'umuzun değil tüm Türkiye'nin iftihar vesilelerinden biri haline gelecektir. Dünya bu eseri anacaktır.

"Ülkemiz ne zaman prangalarını kırmaya çalışsa karşısında daima bu zihniyeti bulmuştur"

Türkiye aslında hizmet ve yatırım düşmanı "istemezükçü" anlayışı ile ilk defa bizim dönemimizde muhatap olmuyor. Ülkemiz cumhuriyet tarihi boyunca ne zaman hamle yapmaya prangalarını kırmaya çalışsa karşısında daima bu zihniyeti bulmuştur. Ülkemizin sanayide, savunmada, üretimde, ulaşımda, teknolojide hemen her alanda yaptığı hamleler dışarıda hasımlarımız içeride de belli kesimler tarafından sürekli engellenmiştir. Rahmetli Menderes'in ömrü darağacında son nefesini verdiği o kara güne kadar malum zihniyetle mücadele ile geçmiştir. Merhum Özal'ın 1983'ten itibaren ülkemizi tekrar ayağa kaldırma çabaları da yine bu çevrelerin sabotajlarına maruz kalmıştır. Rahmetli Necmettin Erbakan hocamızdan merhum Alparslan Türkeş'e yüreği milletimizin refahı için çarpan büyük ve güçlü Türkiye için ter döken liderlerin karşısına ilk önce bu çete dikilmiştir. İnsanımızın hayır dua ile andığı ne kadar siyasetçi, işadamı varsa hemen hepsi bunların linç kampanyasından nasibini almıştır.

"Bunları anlamak mümkün değil"

Burada ülkemizin yetiştirdiği en vizyoner insanlardan Nuri Demirağ'ın bir anısını sizlerle paylaşmak istiyorum, CHP zihniyetinin anlaşılması açısından bu anektodun son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle genç neslimizin geçmişte ülkemizin ne tür badireler atlattığını öğrenmesi için bu hadise ibretliktir. Merhum Nuri Demirağ, 1931 yılında İstanbul'da Asya'yı Avrupa'ya bağlayacak Boğaz Köprüsü projesinin etüdlerine başlar. 1934'te Amerika'nın en büyük çelik şirketi ile anlaşarak üstünden tren yolu da geçen projesini tamamlar. Proje yaveri aracılığı ile Gazi Mustafa Kemal'e sunulur ve Gazi tarafından da çok beğenilir. Gazi gereğinin yapılması için projeyi hükümete iletir. Dönemin CHP hükümetinin Bayındırlık Bakanı bu projeyi ne yapar biliyor musunuz? Boğaz'ın güzelliğini bozar bahanesi ile projeyi reddeder. Demek ki 3 tane köprü yapıldı şimdi Boğaz'a, Boğaz'ın hakikatten güzelliğini bozmuşuz. Bunları anlamak mümkün değil. Herhalde bizde bozmasın diye denizin altına soktuk bu işi. Şimdi Marmaray'da Avrasya Tüneli de denizin altından gidiyor.

Aynı şekilde CHP hükümetinin Başbakanı İnönü de projenin hayata geçirilmesine mani olmuştur. Bütün bu sabotajlar Gazi Mustafa Kemal'in iradesine arzusuna rağmen yapılır. Merhum Menderes, Nuri Demirağ'ın havada bırakılan projesini sahiplenir Karayolları Genel Müdürlüğü'nden Boğaz'a 9 ayrı yerden köprü yapmanın mümkün olduğu raporunu alır. 25 Mayıs 1960'da yani darbeden sadece 2 gün önce de uluslararası bir firma ile sözleşme imzalanır. Fakat 27 Mayıs darbesi olunca diğer pek çok hizmet gibi köprü projesi de rafa kaldırılır. Ülkemizin ilk Boğaz Köprü'sü Nuri Demirağ'ın teşebbüsünden tam 40 yıl sonra 30 Ekim 1973'te ancak hizmete girer. Boğaziçi Köprüsü yani yeni adı ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü hem inşa sürecinde hem de sonrasında CHP ve malum çevreler tarafından sürekli eleştirilir hedef haline getirilir engellenmeye çalışılır.


 

"Artık kitapta, dergide, gazetede KDV olmayacak."

Bu hafta Meclis'te görüşülecek bir kanunla, kitapta ve süreli yayınlarda KDV oranının sıfıra düşürülmesi uygulaması, hem yayıncıları hem satıcıları kapsayacak şekilde genişletiliyor. İstiyoruz ki kitap sevgisini daha da yayalım, aşkını genişletelim. Fiyatlar düşünce herkesin kitap alma imkanı da oluşsun, gelişsin. Daha açık bir ifadeyle; artık kitapta, dergide, gazetede KDV olmayacak. Böylece dijitalleşmeyle birlikte dezavantajlı bir duruma düşen yayıncılarımıza önemli bir destek sağlıyoruz. Amacımız daha çok okuyan, daha çok tefekkür eden, daha çok üreten bir toplumun, daha zengin bir kültür dünyasının inşasına katkıda bulunmaktır. Millet kıraathaneleriyle gençlerimize okuyacakları mekanlar sunarken, bu tür uygulamalarla da onların içlerinin kaliteli şekilde doldurulabilmesini sağlamak istiyoruz. Şimdiden hayırlı olsun.

Artık hiç kimse, hiçbir kesim kültür sanatta ülkemizi vasata mahkum edemeyecek. Sanat ve sanatçıyı istismarı siyasetlerinin aracı görenler, Türkiye'nin kültür ve sanat hayatını körleştiremeyecek. İnşallah burada bulunan siz kardeşlerimizin de desteğiyle hep birlikte el ele verecek ve kültür sanat hayatımızı zenginleştirmeyi sürdüreceğiz.


 

"Rami Kışlası kütüphane yapılacak"

40 yılı aşkın siyasi hayatımız boyunca sözde elit, özde lümpen bu çevrelerin zehirli oklarının hedefi olduk. Aynısını 3. köprüde Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nde bize yapmadılar mı? Motorlarla 3. köprünün olduğu yere denizden gittiler, yürümeye fırsat bulamadılar. Yine gösteri yaptılar. 'İstemezük' dediler ama biz onlara rağmen yaptık. Marmaray'ı öyle yaptık, Avrasya'yı öyle yaptık. Şimdi de inşallah 3 katlısını yapacağız, yine Boğaz'a. Ya bunların dünyadan bir haberi yok. Hizmet etmek gibi de bir dertleri yok. 'Engelleyelim de nasıl olursa olsun', mantık bu. Gerek Büyükşehir Belediye Başkanlığımız, gerek Başbakanlığımız, gerekse Cumhurbaşkanlığımız döneminde sürekli eleştirildik, karakter suikastlarına maruz kaldık. Sadece İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Projesinde değil, Marmaray'dan Avrasya Tüneli'ne, İstanbul Havalimanı'ndan, onun için de aynı şeyleri yaptılar, hala yapıyorlar. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne kadar bütün projelerimizde belli kesimlerin saldırısına muhatap olduk. Bak şimdi burada bir müjde daha veriyorum, Rami Kışlası var ya Rami Kışlasını da İstanbul'un en büyük kütüphanesi yapıyoruz. Devam ediyor, inşallah hedef, 6 milyon ciltlik bir kütüphaneyi İstanbul'umuza kazandırmak. Daha önce burası Rami Kışlası'ydı, şimdi de inşallah İstanbul'umuzun en büyük kütüphanesi olacak ve Türkiye'nin. İkincisi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde biliyorsunuz, 5 milyon cilt. Burada da 6 milyon cilt. Ya biz çalışıyoruz. Konuşmuyoruz. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Onun için 31 Mart'ı unutmayın. 31 Mart bu noktada çok önemli.

Bu hafta Meclis'te görüşülecek bir kanunla, kitapta ve süreli yayınlarda KDV oranının sıfıra düşürülmesi uygulaması, hem yayıncıları hem satıcıları kapsayacak şekilde genişletiliyor. İstiyoruz ki kitap sevgisini daha da yayalım, aşkını genişletelim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul AKM bir zafer anıtı olacaktır

"Sanat asırların ayırdığı kalpleri birleştiren büyüdür"

Sanat insanlığın ortak medeniyet hazinesine katkı sunmak için vardır, bunun için yapılır. Merhum Cemil Meriç, bakınız sanat ve sanatçıyı nasıl tanımlıyor: 'Sanatçının tek vazifesi vardır bence; insanları birbirine sevdirmek, iki insanı veya iki milyar insanı. Sanat; bir heyecan seyyalesiyle kilometrelerin ve asırların ayırdığı kalpleri birleştiren büyüdür' diyor rahmetli Cemil Meriç. Biz de sanatı ve sanatçıyı böyle görüyoruz. Hemen her fırsatta sanatın birleştirici, bütünleştirici, kutuplaşmaları, gerilimleri giderici rolüne dikkat çekiyoruz. Hem modern sanatları hem de gelenekli sanat dallarımızı milletimizin maziden atiye yolculuğunun birikimleri, köşe taşları olarak değerlendiriyoruz. Bu anlayışla sanata ve sanatçılarımıza ihtiyaç duydukları her türlü desteği vermeye çalışıyoruz.

Sadece kültür merkezi ve sahne sayısındaki son 17 yıldaki artışın, bu alanda ülkenin geldiği konumu göstermenin yeterli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Göreve geldiğimizde ülkemizdeki kültür merkezi sayısı neydi biliyor musunuz? 42. Biz buna 63 adet daha ilave ederek, 115'e çıkardık. Devlet Tiyatrolarındaki sahne sayısı neydi biliyor musunuz? 23. Biz buna 42 ilave yaptık, oldu 65. Desteklenen özel tiyatro sayısı 59 iken, bizim dönemimizde 229'u buldu. 2002 yılından bu yana 88 adet yurt içi, 68 adet yurt dışı kültür varlığı sergisi yaptık. Son olarak 2 hafta önce sinema sektörümüzün en önemli sıkıntılarından birini daha çözüme kavuşturduk." ifadelerini kullandı.

Kaynak: TRT Haber 

Sıradaki Haber
"Teröristleri kazdıkları çukurlara gömmeye devam edeceğiz"
Yükleniyor lütfen bekleyiniz