"Türk bankaları adına canlı bir yıl olacak"

Aktif Bank Üst Yöneticisi (CEO) Dr. Önder Halisdemir, "Bu yıl dış finansman açısından Türk bankaları adına canlı bir yıl olacak" dedi.

Türkiye bankacılık sektörü, İstanbul Finans Merkezi ve Passolig kart hakkında bilgi veren Halisdemir, bankacılık sektörünün kentleşme ve teknolojideki gelişmelerin etkisiyle kabuk değiştirdiğini ve bankacılığa format attırdığını ifade etti.

Bankacılık sektöründe teknolojinin daha yoğun kullanıldığını, tüketicinin hak ve hukukunun daha çok ön plana çıktığını ve yapılan düzenlemelere de bunun damga vurduğunu anlatan Halisdemir, bankaların mali bünyelerine bakıldığında gayet sağlıklı ve dünyadaki diğer bankacılık sektörleriyle karşılaştırıldığında sermaye yeterliliği ve karlılık konusunda çok daha iyi bir konumda olduğunu vurguladı.

Bu sene regülatörlerin daha çok KOBİ alanında önceliklerinin olduğunu belirten Halisdemir, "KOBİ kredilerinde gelişimler göreceğiz. İmalat sektöründe KOBİ'lere yönelik adımların atılacağını düşünüyoruz" dedi.

Halisdemir, altyapı projelerinin finansmanı konusunda Türk bankalarının fon bulma ve projelere aktarma açısından herhangi bir sıkıntıyla karşı karşıya olmadığını vurguladı. Aksine Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) genişlemeci politika uygulamasının Türk bankaları için olumlu olacağını ifade eden Halisdemir, "Bu yıl dış finansman açısından Türk bankaları adına canlı bir yıl olacak" diye konuştu.

"TOPLU ULAŞIMDA AVRUPA'NIN EN BÜYÜK ENTREGRATÖR FİRMASINI KURDUK"

Aktif Bank'ın Türkiye'nin en büyük yatırım bankası olduklarını ve Türkiye'nin değerlerine yatırım yaptıklarını belirten Halisdemir, banka olarak yarattıkları değerleri şöyle anlattı:

"Son üç yılda dünyada en yenilikçi banka seçildik dev bankalar arasında. Prensip olarak Türkiye'nin en iyisini seçen yarışmalara katılmıyoruz. Üç yılda 68 uluslararası birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödüllerimiz var. Hedefimiz, Türkiye'nin değerlerini ülkemizde bırakacak işlere eylem koyup bunları dünya değerine dönüştürmek. İlk Türkiye'nin yerli para transferi markası yaptık. Türkiye'nin yurt dışında milyonlarca insanı var. Türkiye'nin yerli para transferi markası yoktu. Akla gelmeyecek ülkelerin para transferi markası var ama bizim yoktu. İki yıl önce biz markamızı yarattık. Şu anda yılda 500 bin kullanıcısı var. Bu müthiş bir durum. İsmi Uluslararası Para Transferi (UPT). Bu çok önemli bir hizmet.

İkinci olarak toplu ulaşımda Avrupa'nın en büyük entregratör firmasını kurduk. Şu anda 19 büyükşehir ve 40 şehirde hizmet veriyoruz. Yılda 1 milyar biletleme yapıyor. Şu anda uluslararası ihaleler alıyoruz. Çok yakında onu anons edeceğiz, çok gelişmiş bir ülkede."

"PASSOLİG, MEDENİYET PROJESİ"

"Passolig" hakkında bilgi veren Halisdemir, Passolig'in tüm taraftar ve maça gitmeyenlerle tanıştığını ve kısa sürede 300 binlik bir kitleye ulaştığını söyledi. Halisdemir, şöyle devam etti:

"Diğer kart programları birbirinin aynı hizmetlerini sunuyor. Biz dedik ki, diğerlerinin sunduğu hizmetleri verelim üzerinde hem maça giriş hem de ulaşım hizmetini sunalım. Aynı zamanda Türkiye'nin en ucuz kartını yapalım. Yalnızca alışverişte geçen kredi kartları 60 TL'den başlarken, bizimki hem alışverişte geçiyor, hem maça sokuyor hem de ulaşımda geçiyor. Bu kart 15 TL bedel ile Türkiye'nin en ucuz ve en özellikli kartı oldu. Üstelik bu bedelin yarısı kişinin seçtiği takıma gidiyor. Yıl sonunda en az 500 bin - 550 bin kart satışına ulaşmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki yıllarda milyon kişilere ulaşacağını düşünüyorum...

Taraftar, Passolig ile 4 bin civarında bakkal ve benzin istasyonundan maç biletine erişebiliyor. Bu kartın faydaları ve taraftara sağladığı kolaylıklar görüldükçe sayı daha da artacaktır. Bu aynı zamanda medeniyet projesi. Çünkü futbol ya da herhangi bir spor şiddetle anıldığı zaman sponsorlar ve iyi taraftarlar çekiliyor ve sahne şiddete kalıyor. Şu anda onlarca takım göğüs reklamı alamıyor. Çok kuvvetli sponsorlar çekiliyor ve lig isimleri genellikle kamu kurumlarının isimleriyle anılıyor. Futbola bu kadar ilgi gösterilen bir yerde sponsorlar birbirini ezmesi, yarışması lazım. Bu medeniyet projesiyle iyi taraftarlar tribünde yerlerini alacak, sponsorlar gelecek ve bu da takımların mali bünyelerini güçlendirecek."

"İSTANBUL FİNANS MERKEZİ, FİNANS SEKTÖRÜ İÇİN BİR ÇIPA"

Halisdemir, Türkiye'nin hikayesinin yeni başladığını, yerli firmaların daha fazla çalışarak değer üretmesi gerektiğini ve bu değerleri önce yerel sonra da uluslararası değerlere dönüştürmenin hedeflenmesini gerektiğini vurguladı.

"Nasıl Avrupa Birliği ile müzakereler Türkiye için bir çıpa ise İstanbul Finans Merkezi de finans sektörümüz açısından bir çıpadır" diyen Halisdemir, İstanbul Finans Merkezi'nin bir yönetime sahip olması gerektiğine dikkati çekti.

İstanbul'un bir finans merkezi olması durumunda burada fon birikeceğini ve çevre ülkelerin de İstanbul'dan bu fonlara erişebileceğini ifade eden Halisdemir, "İstanbul'da fon birikebilmesi için bunun bir fiziki lokasyon bacağı var, bir düzenleme bacağı var ve en önemlisi bu projeyle yatıp kalkan bir ekibe ihtiyaç var. Münhasır bir organizasyon kurmak çok önemli. Bu hızlandırıcı etki yapacaktır" değerlendirmesini yaptı.

AA