Çok Bulutlu 23.3ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Eğitim
07.11.2013 13:57

YÖK Başkanı'ndan 'akademik özgürlük' açıklaması

Çetinsaya, geçmişte üniversitelerde yaşananlara örnekler verdi.

YÖK Başkanı'ndan 'akademik özgürlük' açıklaması

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, YÖK'ün kuruluş yıl dönümünde, dün yayımlanan Akademik Özgürlük Bildirisi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Akademik Özgürlük Bildirisi'nin üzerinde uzun süredir çalışıldığını ifade eden Çetinsaya, bilimsel ilerleme için akademik özgürlüklerin önemine işaret edildiğini söyledi.

Bildiriyi ana hatlarıyla kendisinin hazırladığını, aydın ve akademisyenlerin görüşlerini aldıktan sonra nihai halini verdiğini belirten Çetinsaya, 6 Kasım vesilesiyle yayımlamayı tercih ettiğini ifade etti.

''YASALARLA, BÜROKRATİK ÖRGÜTLERLE OLABİLECEK BİR ŞEY DEĞİL"

''Bu özgürlüklerin sağlanabilmesi için yasal bir düzenleme yapılacak mı'' sorusu üzerine Çetinsaya, şunları kaydetti:

''Bunların akademik hayatta ilişkin olduğunu varsayıyorum. Bunların hizmet içi eğitimle yahut mevzuatla öğretilemeyeceğini varsayıyorum. Akademik kültürün ve üniversitelerin olmazsa olmazları bunlar. Ama belki farkındalık yaratmak için tabii ki hepimiz çaba göstermeliyiz. Bunların akademik kültürün bir parçası olması için çaba göstermeliyiz. Tecrübelerim şunu gösteriyor, daha önce öğretim üyesi olarak her kademede üniversitelerde bulundum. Ama şimdi masanın bu tarafında oturan birisi olarak diyebilirim ki bizim bütün sorunlarımız yasalardan ve birtakım idari mekanizmalardan ibaret değil. Ciddi bir zihniyet ve akademik kültür meselemiz de var Türkiye'de. O bakımdan Türkiye'deki akademik kültürün, akademik özgürlükler ortamının, akademik yaşam kültürünün mutlaka oluşturulması için elimizden gelen gayreti göstermemiz gerekir. Bu da yasalarla, bürokratik örgütlerle olabilecek bir şey değil.''

''AKADEMİK ÖZGÜRLÜKLER, HAVA GİBİ, SU GİBİ" 

Madalyonun öbür tarafına bakmakta da yarar gördüğünü ifade eden Çetinsaya, ''Üniversitelerde bir tedirginlik, çekingenlik olduğu doğrudur" dedi.

Bunu çözüm süreci bağlamında yaptığı Doğu, Güneydoğu başta olmak üzere Anadolu'daki ziyaretlerinde gözlemlediğini anlatan Çetinsaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Üniversitelerin başat görevi, toplumun, ülkenin gündemindeki siyasi, sosyal, iktisadi meselelerle ilgilenmek, çözümler üretmektir. Akademik özgürlükler konusunda bile tedirginlik görüyoruz, bir kafa karışıklığı görüyoruz. Bunun bir sebebi de Türkiye'de son 40 yılda yaşananlar. Bir öğretim üyesi grubu düşünün, 70'lerde akademisyenler can korkusu içindeydiler, suikaste uğrayanlar oldu, kimisi sakat kaldı, kimisi öldü. 80'lerde nice hocalar işten atıldı. 90'larda nice hocalar işten atıldı. Kimisinin tezleri reddedildi, kimisinin atama ve yükseltilmesi engellendi. Bunlar hepimizin gözlerimizin önünde oldu. Doğal olarak öğretim üyelerinde de öğrencilerde de bir çekingenlik, tedirginlik olabilir. Bugünün normalleşen Türkiyesinde bunlara artık yer olmadığını düşünüyorum. Akademik özgürlüklerin bizim için hava gibi, su gibi olduğunu ve eğer bu havayı koklayamazsak, bu havayı yaratamazsak ülkemizin yarınları için de endişe duymamız gerektiğini düşünüyorum. Buna hem öğrencilerimiz hem öğretim üyelerimiz hem de bütün vatandaşlarımız katkıda bulunmalıdır. Ancak böyle, üniversitelerimizi özlediğimiz noktaya getirebiliriz.''

''BÜTÜN BUNLAR BİZ YAŞARKEN OLDU"

''Akademisyenliği sırasında 'akademik özgürlük'lerin engellenmesi anlamında bir duruma tanık olup olmadığının sorulması üzerine Çetinsaya, ''Geçmişte hepimiz birçok şeyler yaşadık. Birçok şeye tanıklık ettim şahsen. Geçmişe doğru baktığımda zihnimde büyük izler bırakan olaylar var. Öğrenciyken hocalarımızın görevlerine nasıl son verildiğini gördük. Nice başörtülü öğrencinin üniversite kapılarından geri çevrildiğini, otobüslerden indirildiğini gördük. Nice arkadaşımızın bırakın Kürt meselesi, Alevilik meselesi çalışmayı, 2. Abdülhamit üzerine yahut dinle ilgili bir mevzuda doktora tezi yazdıkları için doçentliklerinin engellendiğini gördük. Bütün bunlar biz yaşarken oldu. Amacımız bundan sonra böyle şeylerin asla yaşanmaması için gayret göstermektir'' diye konuştu.
 

Sıradaki Haber
Ortaöğretime Geçiş Sınavı kaç dakika olacak?
Yükleniyor lütfen bekleyiniz